Dostluğun Ötesinde

Chiera Verzizia & Jared Adrian Harvey

Güzel bir sabahın ilk ışıklarıyla uyandı Chiera. Bugün onun için tüm günlerden daha özeldi. Tatillerde bile erken kalkan bir kızdı, ama bugün erken kalkmasındaki amaç çok daha farklıydı. Erkenden kalkıp özenle hazırlanmış, günün diğer günlerden daha farklı olacağını belirtircesine kendine özen göstermişti. İki saat içinde Üç Süpürge'de buluşacağı insan onun için çok özeldi. Jared aslında okuduğu dönemlerde takıldığı yakın bir dostuydu. İki senedir birbirlerini görmemişlerdi bile. İki gün önce aynı zamanda profesör olacaklarını öğrenmese belki Jared'ı aramayacaktı bile. Jared açısından Chiera sadece yakın bir arkadaş olmuş olabilirdi ama Chiera'nın açısından durum çok daha karmaşık ve duygusaldı. Chiera kısa süre önce Jared'a karşı duygularını tartmış ve üzerinde uzun bir süre düşünmüştü. Karizmatikliği ve sempatikliği karşısında onu sevmemek mümkün değildi aslında, bu nedenle 7. sınıfı hep içten içe ondan hoşlanarak geçirmişti. Normalde özenmediği kadar özenmişti bugüne. Hazırlıklarını bitirip kendini nihayet dışarı attığında içi içine sığmıyordu sanki. Kalbi, göğüs boşluğunda delicesine çarpıyordu. Soğukkanlılığını korumakta usta olmasına rağmen Jared'ı gördüğü anda nasıl davranabileceğini kestiremiyordu. Aslında, hala içinde derin şüpheler vardı. Belkide bu gereksiz bir heyecandı. Sonuçta onu görmeyeli araya iki tane erkek girmişti. Acaba iki sene öncesinde olduğu gibi hissedebilecek miydi? Adımlarını hızlandırırken ne zamandır Hogsmeade sokaklarında yürüdüğünü, hatta ne ara buraya cisimlendiğini hatırlamıyordu. Sabah ayazı iliklerine işlerken üzerindeki kırmızı pançosuna daha sıkı sarındı. Altında vücuduna yapışan siyah bir kot, üzerinde ise siyah bir bluz vardı. Fazla kalın olmayan kırmızı pançosu ve kırmızı beresi ile şirin bir kız çocuğunu andırıyordu. Ancak ayağındaki kırmızı sivri topuklulara ve dudağındaki kıpkırmızı ruja bakan biri kaç yaşında olduğunu anlayabilirdi.

Üç Süpürge'nin kapısına geldiğinde durakladı. Acaba çok beklemiş olabilir miydi? Fakat bu oldukça normal, kızlar genelde geç gelirler. Sakinleşmeye çalışarak derin bir nefes alıp verdi Chiera. Bu kadar streslenirse soğukkanlılığını kaybedebilirdi. Kapıyı hafifçe ittirerek içeri girdi. İçerisi dışarıya nazaran sıcaktı, çay yapraklarının mis kokusu tüm kafeye yayılmıştı. Bu hoş ambiyans bile Chiera'yı bir nebze rahatlattı. Tahmininin aksine Jared henüz gelmemişti. Aslında bu bir avantajdı Chiera için. Böylece kendisine bir çay alabilir, daha rahat düşünme fırsatı bulabilirdi. Cam kenarında bir masaya geçerek siparişini verdi. Jared'ın gelmesi zaten fazla uzun sürmezdi.

Sabahları, bir öpücükle uyanmak istese de rüyasında gördüğü o cadı, yatağından sıçrayıp saatine bakmasını sağladı. Jared, önce kolunda ki saate baktı ve uyku sersemliğiyle bulanık görüyordu. " Neyse ki daha var. " dedi kendi kendine. Beyaz renkli, kuş tüyü yastığına elini üstünden gezdirerek kaldırdı ve başını yastığın altına koydu. Suratında ki aptalca gülümseme bir kaç saniye sonra düşmüştü. Aceleyle başını yastığın altından kaldırdı ve tekrar saatine baktı." Aman Tanrım! Gerçekten de geciktim! " diyerek aceleyle üstünde ki yorganı attı. Yarı çıplak vaziyette olan Jared, odanın soğukluğuyla irkildi. İki kolunu birbirine kenetleyerek hemen tuvalete gitti. Çabucak yüzünü yıkamaya çalışırken suları yerlere fırlatıyordu. Hemen yanında ki fıstık yeşili, biraz kaba görünümlü ve desensiz havluyla yüzünü kuruladı. Ardından tekrar odasına girerek dolabını açtı. Daha ne aldığını bile görmeden eline gelen ilk pantolonu ve kazağı aldı. Pantolonunu giymek için bir o yana, bir bu yana gelip gitse de sonunda pantolonunu giyebilmişti. Altında keten bir pantolon ve kazak bile diyemeyeceğimiz ince, beyaz bir t-shirt vardı. Çalışma masasının üzerinde duran tam keten pantolonuna uyumlu ceketi aldı ve kapıyı açmasıyla kapatması bir oldu. Kapıyı kilitledi ve yola koyuldu. Hava karlıydı. Ellerini birbirine sürtüp elinin içine doğru üflemeye başladı. Bir nebzede olsa ellerini ısıtmaya yetmişti. Hogsmeade'nin kimi görkemli ve büyük, kimi küçük ama sıcak dükkanlarını gördü. Neyse ki Jared'in küçük ama sıcak gibi bir takıntısı yoktu. Jared, böyle sıcaklıkların aksine büyük, lüks ve modern yerleri seviyordu. Her zaman insanların takıldığı mekanların nasıl birisi olduğunu yansıtır düşüncesi vardı kafasında. Çok geçmeden Üç Süpürge barının kapısı göründü. Yavaş yavaş kapıya doğru yaklaştı ve açtı.

Gözüyle etrafı süzerken sonunda Chiera'yı görmüştü. Adı Chiera'mıydı? Yoksa Jared yanlış mı hatırlıyordu. Birden içinde bir korku ile yanına doğru yaklaştı. Adını bilmediği için ama yine seksiliğini kullanacağı için ellerini kaldırdı ve Chiera'nın yada adı her neyse, orada ki kızın gözlerini kapattı. " Selam seksi şey. Tanıdın mı beni? Aslında böyle bir abideyi nasıl unutabilirsin ki? Benim kisi de soru yani değil mi? Ancak sende çok seksi olmuşsun. Okul yıllarının inek tipli kızını geride bırakıp, kendine bakmışsın. Bir an bu bizim. Umm. Benim eski arkadaşım mı dedim kendi kendime? "diyerek kırdığı potu örf pas etmeye bile çalışmadı. O güzel bayanın yanına oturdu ve gerçekten de seksiliğini, vücudunu ve saçlarını incelemeye başladı.

Chiera çayını yudumlarken bir yandan da çevresine bakıyordu. İleride bir masada iki çift oturmuş, göz göze konuşuyorlardı. Chiera çifti görünce 6. sınıfta Aaron ile Üç Süpürge'de geçirdiği günleri hatırladı. O zamanlar Jared ile doğru düzgün konuşmuyordu bile. Okulun en popüler çocuğuyla çıktığı için tüm kızlar onu kıskanmıştı. Erkeklerse Aaron'dan ötürü Chiera'ya o gözle bakmaya çekiniyorlardı. İlk öpücüğünü Üç Süpürge'de almıştı Chiera. O günlerin bir daha geri gelmeyecek olmasını düşünerek bir an hüzünlendi. İki el gözlerini örttüğünde, çayından bir yudum daha almak üzere kupayı kavramıştı. " Selam seksi şey. Tanıdın mı beni? Aslında böyle bir abideyi nasıl unutabilirsin ki? Benim kisi de soru yani değil mi? Ancak sende çok seksi olmuşsun. Okul yıllarının inek tipli kızını geride bırakıp, kendine bakmışsın. Bir an bu bizim. Umm. Benim eski arkadaşım mı dedim kendi kendime? " Elleri Chiera'nın gözünden indiğinde, Chiera dönüp genç adamın yüzüne baktı. Tam da tahmin ettiği gibi, yine yakışıklıydı. Renkli gözleri türlü muziplikle parıldıyordu. Özensizce ama her nasıl oluyorsa şık giyinmişti. Evden ne kadar aceleyle çıktığı saçlarının düzensizliğinden belli oluyordu. Fakat karışık saçları kendisine küçük, haylaz bir çocuk havası katıyordu. Geçen senelerdeki unutkanlığı ve kendine güveni değişmemişti. Hayatından kaç tane kızın geçtiği düşünülürse, Chiera onun bu garip sözcükleri karşısında fazla şaşırmamıştı. Karıştırıldığı kızı iyi tanıyordu. Jared'a delicesine aşık, inek Ravenclaw'lı kız. Gerçekten, Jared onu öyle bir kızla karıştırabilecek kadar unutmuş muydu Chiera'yı? Jared karşısına oturduğunda Chiera kocaman gülümsedi ona. Potlarından hiç rahatsız olmadığını gösterircesine pişkin ama oldukça çekici bir gülümseme yerleştirmişti dudaklarına. " Sana da selam yakışıklı. Tabi ki seni tanıyorum, çağıran da bendim hatırlarsan. Her zamanki gibi yine çok mütevazısın. Adım Chiera, hatırlamamış olabilirsin. Kim bilir ne zaman uyandın ve uyumadan önce hangi kızla beraberdin. " Sözünü kibar bir gülümsemeyle bitirirken çayından bir yudum daha aldı. Jared aceleci ve uykulu gözüküyordu. Söylediklerinin çoğunu anlamamış bile olabilirdi hatta. " Eskiden yakın arkadaştık, ne çabuk unutulmuşuz. Karıştırdığın kızı da tanırdım, sana delicesine aşıktı. Belki Aaron dediğimde hatırlarsın beni, en yakın arkadaşın Aaron ile 4 ay çıkmıştım. " Jared alaylı gözleriyle Chiera'yı süzerken Chiera sözlerini bitirince gözlerini sokağa bakan cama çevirdi. Çok fazla hayal kırıklığına uğramamış olması, artık ona eskisi gibi aşık olmadığının göstergesiydi. Yine de Jared hala 7. sınıfta olduğu kadar yakışıklı ve karizmatikti.

Aklından ne kadar da basit bir konuşma olduğunu geçirdi birden. Bu konuşma daha fazla devam edilirse üç olasılıkla karşılaşacağından emindi Jared. Ya Jared'a laf sokacak, ya Jared seksiliğini kaybedecek yada içlerinden biri sıkılıp kalkacaktı. Neyse ki Jared hiç gecikmeden lafa girdi ve konuyu değiştirdi. " İnek mevzusunun suyu çıkmadan konuyu değiştirelim. Sen gerçekten. Umm. Büyüleyici olmuşsun. Var mı bu seksi kızın sevgilisi? Mutlaka peşinden koşanlarda vardır " diyerek konuyu çevirmeye çalıştı. Jared onu karşısında görünce gerçekten şaşırmış ve bakakalmıştı. Önce ki yılların inek öğrencisi gitmiş, yerine bambaşka bir kadın gelmiş. Şimdi onu o güzel saçlarından okşayıp o rujlu dudaklarından öpmek ne kadar da güzel olurdu diye düşünüyordu. Birden elini Chiera'nın boynuna atarak sanki bir sevgiliymiş havasına girerek ne tepki vereceğini merak ederek onu bekledi.