Katie Campbell Astronomi Profesörü
Mesaj Sayısı : 4 Galleon : 107 Kayıt tarihi : 07/11/10
| Konu: Katie. Paz 7 Kas. - 19:30:37 | |
| - Spoiler:
Bakanlıkta bir sıkıcı gün daha başlamıştı. Günlerdir başını kaldırmadığı dosyalardan biraz olsun kurtulmak istiyordu. Masadaki dosyayı eline alarak incelemeye başladı, ama çok geçmeden masaya tekrardan bırakmıştı. Ardından sandalyeye iyice yaslandı, derin bir oh çekti ve ellerini ensesinde birleştirerek gözlerini birkaç dakika kapalı tutup dinlenmek istedi. Bu günlerde bu işleri yapmak onun istemediği tek şeydi. Saate baktığında havanın kararmasına yani akşam olmasına saatler kalmıştı. Oturduğu yerde kısa süre gerinerek doğruldu. Ayağa kalktı. Oda kapısının önüne doğru yürüdü. Kapıyı açtı, dışarıya baktı. Koridor her zamankinden daha çok aydınlıktı. Gördüğü tek kişi koridorun sonundaki sandalyesinde oturan Audrina’ydı. Kafasını kendine bir şey ispatlamış gibi kafasını olumlu yönde sallayarak kapıyı kapattı. Masasına doğru tekrardan umutsuz bir şekilde ilerlerken kolundaki işaretin sızladığını hissetti. Kolunu sıyırdığında bunun bir sızlama değil, işaret çağrısı olduğunu almıştı hemen. Kolunu bıraktıktan sonra yüzüne bir gülümseme yerleşmişti. Gözlerinin önüne gelen saçlarını eliyle düzelttikten sonra Lord’un işareti üzerine karargâh’a cisimlendi. Cisimlendiği sıra kendisi gibi meraklı ifadelerle odaya doluşan Ölüm Yiyenler vardır. Oda Lorenzo’ya göre karanlıktı. Belirlenen sıra düzeneğine göre Lorenzo yerini aldı. Herkes gibi Lorenzo da meraklıydı bu yüzünden de okunabiliniyordu ve böyle bir toplantıda olma şerefini yaşattığı için Lord’a minnet dolu bakışlarını sergilemekten çekinmiyordu. Birkaç dakika hiç kimse konuşmamıştı sadece odada sessizlik hâkimdi. Lord’un konuşmasıyla odada yankılanan sert ve kulak tırmalayan ses Lorenzo’yu rahatsız etmişti.
“Dostlarım! Bakanlıkta bugün, bir yandaşımız Azkaban’a yollandı. Davaya bakan kişi sevgili Eileen olduğu için bunu öğrenmemiz, olayın hemen ardından gerçekleşti ve buna bağlı olarak bir şeyler üretmemiz de kısa sürdü. Geçen hafta yaptığımız baskının izlerini hâlâ taşıyan büyücü kesimine, daha sert bir darbe indireceğiz, bugün. Size, yapacağımız şeyin ne olduğunu kısaca özetleyeceğim. Bakanlık çıkışından bir süre sonra, Azkaban’a baskın yapacağız ve kaybettiğimiz yandaşımızla birlikte, tüm suçluları serbest bırakacağız. Evet, Lorenzo; Azkaban’ı ruh emiciler koruyor. Fakat size bildirmek isterim ki, ruh emiciler artık bizim tarafımızda. Birkaç hafta önce İmperius Laneti etkisi altına aldığımız Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Başkan Yardımcısı Onslow Silimaurë, bize en başından beri yakın olan ruh emicileri, resmen kendi tarafımıza çekti. Onları ayaklandırmak için beklediğimiz fırsatsa, şuan elimize geçti ve bunu layıkıyla kullanacağız. Tüm yetişkin Ölüm Yiyenler, saat yedi buçukta burada olun”
Lord’un konuşmasında adının geçmesi onun yersiz gülümsemesine yol açmıştı. Sözleri bitince de Ruh Emicilerin Ölüm Yiyenlerden yana olmalarına şaşırmıştı. Ruh Emicilerin de onlara yardım etmesi Azkaban’ı çabucak yıkmalarını kolaylaştıracaktı. Lorenzo da her zamanki sinsi gülüşünü sergileyerek toplantıdaki diğer Ölüm Yiyenleri süzdü. Azkaban’ın yıkılmasını bir kez daha düşündükten sonra gözü Lady’e kaymıştı. O da sinsi sinsi gülüyordu. Neden olduğunu da adı gibi biliyordu. Bakışlarını ister istemez hep ona çeviriyordu. Geçmişini biliyordu Lady’sinin ya da Melody’nin. Toplantının bitmesinden bir dakika geçmişti. Dağılan Ölüm Yiyenlerin ardından Melody ayağa kalkarak merdivenlere yönelmiş, Lorenzo’da arkasından ilerlemeye başlamıştı. Merdivenlerden hızlı bir şekilde inen Melody, koridorun sonundaki büyük şömineli bir odadan içeriye girdi. Lorenzo’da arkasından gidiyordu. Lorenzo odadan içeriye girdiğinde uçuşan toz taneciklerini eliyle savurmaya çalıştı, alerjisi olduğundan hapşırması gecikmemişti. Melody’e baktığında onu en yakın dostu olarak görüyordu, ama Lady’liğinden dolayı seviyeli davrandığı bir yakını olmuştu. Tabii Melody’e bunu belli etmiyordu. Orası kesin. Birkaç adım ilerledi Lorenzo ve Melody’nin oturduğu yerin karşısında yerini almıştı. Ayaktaydı, bu yüzden Melody’nin isteği üzerine karşısındaki koltuğa oturmuştu. Lorenzo ve Melody’nin yüzündeki alaycı ifade hala yerindeydi. Az önce Melody’e ‘Lady’ demişti Lorenzo. Bunun üzerine Melody’den hafif bir azarlama gelmişti. “Ne zamandır bana adımla değil de Lady’m diye hitap ediyorsun Lorenzo?” “Peki o zaman Melody... Mutlusun. Çünkü Azkaban basılıyor. Ailenin intikamı için, değil mi?” “Sana boşuna dostum demiyorum.” Kısa bir kahkaha patlatmıştı Lorenzo, yine aynı alaycılığıyla. Çok rahat bir koltukta oturuyordu. Biraz şöminenin yanışını izledi, ardından Lord’un söyledikleri kulaklarında çınlamaya başlamıştı. Ruh Emicilerin Ölüm Yiyenlerden yana olmaları büyük bir olay olacaktı, bütün Büyücü dünyası bunu konuşabilirdi. Azkaban’a yapılan baskında da onlara büyük bir kolaylık sağlayacaklardı. Bu fikri çok sevmişti. Gene o sinsi gülüşü yüzünde belirmişti. Azkaban’ı yok etmek hem Lorenzo, hem de Melody için büyük bir keyif olacaktı.
Melody’nin az sonra kalkalım diye işaret yollaması üzerine ayağa kalktı Lorenzo. Odadan beraber ayrıldılar. Melody önde, Lorenzo arkasındaydı. Ne de olsa Lady’siydi. Melody merdivenlere yöneldikten sonra Lorenzo’da o tarafa doğru ilerledi. Süpürge Odasına çıkmışlardı. Melody direkt güzel bir süpürgeyi seçmişti, Lorenzo da sıralı süpürgelerden birini eline almıştı. Melody’e bir bakış attı. Ardından beraber geldikleri toplantı salonunda tekrardan toplandılar. İçeriye ilk Lady girdi ve Lord’un yanında yerini aldı. Lorenzo’da gelen birkaç Ölüm Yiyen’in yanına yürüdü elindeki süpürgesiyle. Az olmasa da herkesin gelmiş olmasını fırsat bilen Lord tekrardan konuşmaya başladı. “Evet dostlarım, vakit geldi! Azkaban’ın güneyindeki kara parçasına cisimlenip, süpürgelerimizle hava yoluyla Azkaban’a ulaşacağız. Görülme gibi bir sıkıntımız olmayacak; çünkü cisimlendiğimiz arazide bir yandaşımız, Jacqueline, etraftakileri temizledi. Bu kapalı havada bulutların üzerinden uçtuğumuz takdirde, yapacağımızın işin bir riski bile olmayacaktır. Herkes hazır olduğuna göre, gidiyoruz.” Ardından cisimlendiler. Amaçladıkları yere doğrudan gidiş yolu yoktu, bunun için oraya yakın bir kara parçasının üzerinde hepsi belirdi. Bu arada Lord orada bir Ölüm Yiyen’i de tebrik etmiş, aralarına katmıştı. Jacqueline’di. Çok geçmeden herkes elindeki süpürgeye bindi. Lorenzo’nun gözünde burayı yıkmak büyük bir zafer olacaktı. Süpürgede biraz dengesiz kalmıştı. Çünkü ne zamandır binmiyordu. Beşinci sınıftan sonra sadece derslerde binmişti buna ve mezun olduktan sonra kullanma gereği görmemişti, sevmiyordu uçmayı. Kimseye belli etmemişti uçmayı sevmediğini ama gene de binerdi buna. Bindikten sonra anıları bir anlık canlanmış gibiydi. Lord’un işareti üzerine herkes havalanarak karşıdaki büyük taştan kaleyi yıkacaklar ve içerideki insanları kurtaracaklardı. Birkaç dakika sonra bütün Ölüm Yiyenler bulutların üzerinden süzülerek Azkaban’la burun buruna gelmişti. Saldırmadan önce Lord, yandaşlarına gene bir şeyler söyleyecekti. “Nihayet hak ettiğiniz değeri alacaksınız, ben ve tarafım sayesinde! Şimdi yapmanız gereken şey, Azkaban önünden çekilip bize izin vermekle birlikte, herhangi bir kötü ihtimale karşı çevremizde siper olmak!” Konuşmasını bitirirken çok azimli bir şekilde haykırmıştı son kelimeyi. Ardından herkesin hazır olup olmadığına tekrar bakmıştı. Rüzgârın etkisiyle kimi Ölüm Yiyenler bir sağa bir sola gidiyordu. Ardından da önündeki koca kaleye bakarak süzdü. Konuşmasına tekrardan başlıyordu. Sanki bu seferki ‘vurun!’ emri olacaktı. “İşte beklediğimiz an dostlarım! Duvarlarıyla cisimlenmeyi olanaksız hâle getiren Azkaban’ı yıkıp alandaki tılsımı bozarak, tüm mahkûmların serbest kalmasını sağlayacağız. Başlayabilirsiniz.”Azkaban’ı yıkıp alandaki tılsımı bozarak, tüm mahkûmların serbest kalmasını sağlayacağız. Başlayabilirsiniz.” Herkes elindeki asayı Azkaban’a doğrultarak büyülü kelimeleri söylemişlerdi. Bombarda Maxima Lorenzo’da aynısını uygulamıştı. Yıktığı yerden bir Ölüm Yiyen yandaşı çıkmamıştı. Her söyleyişte duvarlar birer birer yıkılıyor, denizi boyluyorlardı. Düşen bir parçayı izlerken Lady’si Melody’nin koluna çarpmıştı. Çarpmakta sayılmaz saplanmıştı. Hızlıca yanına uçtuğunda taşı kolundan acısız bir şekilde çıkardığını görmüştü. İyi görünüyordu o. Tekrardan Melody’e bakarak gülümsemiş Azkaban duvarlarına büyülerini yollamıştı. Her parçanın düşüşünde zaferlerinin sonucunu alıyorlardı. Bu da Lorenzo’yu mutlu ediyordu.
| |
|
R.Iynn Giovanne Muggle* Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Mesaj Sayısı : 79 Galleon : 126 Kayıt tarihi : 03/11/10
| Konu: Geri: Katie. Paz 7 Kas. - 19:45:23 | |
| Betimleme: 20/20 Anlatım: 20/20 Görünüş: 19/20 Yazım Kuralları: 20/20 Konu: 19/20
Toplam: 98 + 2(kanaat) = 100 | |
|