Juliet Quatée V. Sınıf Hufflepuff
Mesaj Sayısı : 8 Galleon : 65 Kayıt tarihi : 09/11/10
| Konu: Aşk Kulesi Salı 9 Kas. - 17:09:49 | |
| + Enrique Ryan Querin ♥♥♥ Juliet Quatée...........xXx Ryan ♥ Juliet xXx
En son Juliet Quatée tarafından Çarş. 10 Kas. - 18:24:34 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Aşk Kulesi Salı 9 Kas. - 17:45:37 | |
| Yaz tatilinin gelip geçmesi baharın geçmesi gibi bir olmuştu. Ard arda geçen günler bir sonbahar misali sona eriyordu, fakat bu daha her şeyi değiştirmek için çok erkendi. Esen rüzgarın vermiş olduğu soğukluk bedenini üşütmeye yetmişti. Fakat az önce aldığı alkol içinin tuhaf bir şekilde ısınmasına yol açmıştı. Bu duruma alışkın olduğu da söylenebilirdi aslında, bünyesini ele geçirmiş bu maddeye tıpkı Juliet’e bağlandığı gibi bağımlısı olmuştu. Elini yanında ki bedenin belini dolayarak Paris’in sessiz sokağında ilerliyordu iki ruhta. Kayıp gibi görünüyorlardı ama aslında değillerdi. Vaktin geç olması ve az evvel aldığı alkolden dolayı her ne kadar başı ağırsı çekse de pek umursadığı söylenemezdi. Kısık sessini biraz daha yükselterek genç cadıya döndü, mavi gözleri gecenin içinde her zaman ki gibi kendini belli ediyordu, belki de ona bu kadar bağlanmasının sebeplerinden biri de buydu. Kısık sessini biraz daha yükselterek “yorgun musun?” diyerek yanında ki cadıya sordu. Mavi gözlerinin ışıldamasından kendi bünyesinde hissettiği durumun cadıda olmadığını fark etmişti. Yüzüne konan tebessümle “hadi” diyerek genç cadının elinden tuttu ve az ileride ki otele doğru ilerlemeye başladılar. Az önce ki sersemliğinden neredeyse hiç bir iz kalmamış gibiydi. Tıpkı düşünlerini dağıtıp onu başka bir yere sürükleyen madde gelip geçmiş gibiydi... - Spoiler:
Bu rp'den sonra henüz ölmemiş, fakat birazadan ölecek olan rahatmeli Ryan'ı saygı ile anacağız.
|
|
Juliet Quatée V. Sınıf Hufflepuff
Mesaj Sayısı : 8 Galleon : 65 Kayıt tarihi : 09/11/10
| Konu: Geri: Aşk Kulesi Salı 9 Kas. - 18:52:22 | |
| Ryan'ın kolundan tutabildiği kadar sert tutmuş onu bardan dışarı çekmişti. "Yeter Ryan." İçmeyi kesmezse bir sonraki gün yine onun ağrılarının cezasını çekecek olan kişi Juliet olacaktı. Sarhoş bir şekilde belini kavrayan ele sahip olan bedene sokuldu. Sarhoşken yapmaya çalıştığı her hareket ve attığı her adım Juliet'in ilgisini çekse de daha fazla ileri gitmesine izin vermiyordu. Muzur hareketlerle ilerledikten sonra Ryan'ın bezgin suratını fark etti. "Yorgun musun?" Yorgun mu? Ryan sorduğu sorunun aslında ne kadar saçma olduğunu fark etmiş gibiydi. Juliet neden yorgun olmalıydı ki? Kanında bir damla alkol izine rastlanamazdı. Aslında Juliet'in şimdiye kadar alkol kullandığı söylenemezdi. İstemediğinden değil, hayır. Yalnızca ne zaman alkol alsa -az ya da çok- birilerine muhtaç oluyor bütün gün kusuyordu. Büyücü, bezgin bakışlarının arasından cadının boynuna bir öpücük kondurdu. “Hadi” Anlaşılan bu geceyi de otelde geçireceklerdi.
"Ne? Hemen odaya çıkmayı falan mı planlıyorsun?" Merdivenlere çekiştiren Ryan'ı durdurdu. "Sen bu kafadayken seninle o odaya hayatta girmem!" İnleyip kafasını arkaya yatan Ryan cadının sözlerine kulak asmak zorunda olduğunu biliyordu. "Aaah, haydi! Kahve falan içmelisin" Bu sefer çekiştirme sırası Juliet'deydi. Lobiye ve lobiden de yemek salonuna geçmişlerdi. Masaya oturduklarında söyledikleri kahveleri beklerken, karşısındaki büyücüye ne kadar aşık olduğunu bir kez daha fark etmişti. | |
|
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Aşk Kulesi Çarş. 10 Kas. - 0:53:41 | |
| Hafif çapraz adımlarla merdivenden çıkıyordu. Kolunun bir anda çekilip duraksamasına neden olan genç cadıya baktığında yüzünde anlamsız bir ifade belirmişti. Neydi bu şimdi? Yoksa tüm gün lobide mi takılacaklardı? Juliet’in amacın anlamış değildi, belki de beynin de oluşan çan seslerinden ne dediğini kestiremiyordu. "Aaah, haydi! Kahve falan içmelisin" Sabah kahvesi için biraz geç değil miydi, yoksa ona mı öyle geliyordu. Fakat aklının bir karış havada olduğu var sayılırsa Juliet’e uymak en mantıklısıydı.
Cadının çekiştirmelerine daha fazla dayanamayıp peşine takılmıştı. Merdiven çilesini tekrar aşıp, lobiden yemek salonuna geçmişlerdi. Kahvelerinin gelmesini beklerken gözlerini biran Juliet’in kiyle kesiştirmişti. Yüzünde ki az önce bezginlik ifadesi yok olmuştu ki zaten karşısında ki varlığa meymenetsiz bir ifadeyle durmayı doğru bulmuyordu. Tatlı bir tebessüm bezgin yüzüne yerleşmişti, eliyle genç cadının yüzüne gelen saçları arkaya attı. Kızılın tonlarıyla bütünleşmiş saçları mavi gözlerini artık kapatmıyordu. “Böylesi daha iyi.” Diyerek kısık sessinin çıktığı kadar bir şeyler mırıldandı ve cadının dudağına bir öpücük kondurmak üzere eğildi. Fakat aniden çıkan garsonla bunu sonradan yapabileceğini de düşündü. “Kahveleriniz” şaşkın bir ifadeyle garsona bakıp, sert bir ses tonuyla teşekkür etti. Cidden bu gün onun için tuhaf kelimesinin barındığı bir zaman olmuştu. Bardakta ki kahveyi yuyumlarken Juliet'in ona doğru bakan tuhaf bakışlarını seziyordu. Tamam pekte beklediği gibi olmamıştı belki ama herşey de umulduğu gibi olunacak diye bir kaide yoktu.
|
|
Juliet Quatée V. Sınıf Hufflepuff
Mesaj Sayısı : 8 Galleon : 65 Kayıt tarihi : 09/11/10
| Konu: Geri: Aşk Kulesi C.tesi 13 Kas. - 19:11:09 | |
| Önüne gelen tutamları gözlerinden çekmesine izin verirken karşısındaki büyücünün ne kadar etkileyici olduğunu düşünüyordu. Çok geçmeden büyücünün sandalyesinden biraz yükseldiğini ve cadıyla burun buruna geldiğini fark etmişti. Gülümsedi ve onu öpmesini bekledi. Ne var ki duyduğu adımlarla buna devam edememişti. Mırıldanarak tekrar kendini yerleştirdiği sandalyeye gömülen sevgilisine baktı. Biraz güldükten sonra garsonu dövebileceğini fark etti. Bu daha çok kıkırdamasına neden olmuştu. Garson gelse de cadıyı hiç durmadan öpmeye devam edebilecek biriydi belki, ama Juliet öyle biri değildi.
Kahvelerinin son yudumlarına geldiklerinde karşısındaki büyücünün artık sarhoş olmadığını ve neredeyse tamamen ayık olduğunu görebiliyordu. İyice gülümsedi. "İşte şimdi istediğin gibi yukarı çıkabiliriz." Büyücünün minnetle gülümsemeye başlayışını fark ettiği an ayağa kalktı. "Haydii, artık gidelim." Gözlerindeki bütün parıltıyı dışarı vururken, büyücünün Juliet'in uzattığı eli tutmasını bekliyordu. Memnuniyetle elini kavramış olan büyücü de sonunda ayaktaydı. Kalkar kalkmaz cadının hızına ayak uydurmaya çalışmış kendini merdivenlerde bulmuştu belli ki. Gülümseyerek merdivenlerden çekiştirirken, büyücünün mırıldandığını duyar gibi olan cadı pek de umursamadan yürümeye devam etmişti.
"İşte... Sonunda." Kapıyı arkasından kapattıktan sonra elini sımsıkı tutan büyücüye döndü. Parmak uçlarına çıkıp sevgilisinin dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu. Bunu yapar yapmaz büyücü cadının elini bırakmış, beline dolayıp ani bir harektle kendisine çekmişti. Odaya yayılan minik sevimli bir çığlıkla, cadı artık büyücünün bedenine daha da yakınlaşmıştı. Gülümsedi. Etrafta duyulan nefeslerinin yanı sıra, büyücünün durmak bilmeyen öpücüklerini dudaklarında hissetmeye başlamıştı. | |
|