Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Eğer teyzesi 'Evie!'
diye seslenmese hayattan tamamen kopacaktı. Çaresizliğin son seviyesine
geldiğini hissediyordu. O yalnızdı hayatta artık.Yapayalnız... Sadece
biricik teyzesi kalmıştı ailesinden geride kalan.Hepsi o korkunç uçak
kazasında gözlerinin önünde can vermişlerdi. Şans onu sinsi bir şeytan
misali esir almış ve bir yandan sadece ona hayat vermişti. Ama kader ona şansın kötü şeyler de
getireceğini büyük bir darbeyle öğretmişti. Annesinin tiz çığlıkları geldi aklına , babasının annesinin ismini haykırarak söylediği anlar. Gözleri buğulandı yine.
Artık hiçbir şey olmamış gibi hayata devam etmesi gerekiyordu hayata. Bunları düşündükçe kalbi biraz daha parçalanıyordu.
Teyzesi onun gözyaşlarını sildi ve çenesini ona doğru kaldırdı.'Hayata
tutunmalısın Evie.Bir gün hepimiz öleceğiz. İnan bana tatlım annen ve
baban seni böyle görünce çok üzülüyorlardır. Yarın okulun ilk günü ve iyi
olmalısın. Niye dersen hayat ve zaman biz istesek de istemesek de akıp
gidiyor Evie. Buna karşı koyamayız! Biz insanlar sadece ve sadece ayak
uydurmak zorundayız. Şimdi kalk ve toparlan. Unutma; yenilik güzeldir.' dedi ve yatağından kalkıp odanın kapısını kapattı.
Bunları kendine bilmem kaç kez itiraf etse de kabullenemiyordu Evie. Ama karar
vermek zorundaydı ya böyle ölülerin bekçisi gibi dolanacak ya da annesi
ve babasını üzülmemesi için yeni hayatına yeniden başlayacaktı. 'Tamam!' dedi içinden. 'Yaşayacağım hem de doyasıya!'
Hemen kalktı ve duş aldı. Aynaya bakınca durumundan hiç memnun kalmadı.Çok
solgun gözüküyordu.Yeni okul arkadaşlarının karşısına ilk günden hortlak
gibi çıkamazdı. Bunun için yüzüne bir maske yapıp uyumaya çalıştı ama
uyuyamadı.Yatağının yanındaki komidinin çekmecesinden bir uyku ilacı
içip yatağa uzandı. İlaç tesirini gösterdi...
'Artık yenilenmeliyim.' dedi Evie. Saat 8.30'du ve sadece 1 saati vardı. Hemen hazırlanmalıydı. Öncelikle yüzüne bir gülümsemesini yerleştirdi. Sonra okul için kıyafetler
seçti. Kışa inat renkli giyinmek istiyordu. Beyaz bluzunu renkli V yaka
yün kazağını giymeyi düşündü. Altından da siyah pantolon giydi. Duşa girdi
ve saçlarını kurulayıp düzleştirdi. Yüzü gerçekten soluk
gözüküyordu. Renklendirmek hiç de fena olmazdı. Kahvaltı etmek için
mutfağa gittiğinde teyzesi ıslık çaldı ve 'Evie bence sana ilk günden teklifler gelecek.' dedi. 'Saçmalama Sophie.Sadece renkli olsun istedim bugün için.' Sophie Evie'ye gülümsedi 'Tamam öyle olsun benden söylemesi.'
dedi ve tabağına biraz mısır gevreği koydu. Kahvaltısını 1 aydan beri
ilk defa bu kadar zevkle yiyordu. Şimdilik ölümü düşünmemeye
çalışıyordu. Şaşırtıcı derecede başarılı da oluyordu.
Okulun önüne geldi. Büyükçe bir nefes aldı. Okula sanki her zaman geliyormuş gibi
davranmaya çalıştı; ama yeni olduğu her halinden belliydi. Tüm gözler
ondaydı. Yanından kumral,düz ve uzun saçlı bir kız geçti. Evie dikkatli
davranmasına rağmen kız ona hissettirir derecede çarptı ve kendini yere
attı. Evie şaşkındı.
'Çok özür dilerim.'
Kendisi de düşmüştü. Kız bir hışımla 'Önüne bakmayı bilmiyor musun
sen? Yoksa kör müsün? Vay sen o yeni kızsın değil mi? Ezik olduğun her
halinden belli. Artık bundan sonra bende 1 metre uzak olmayı öğrenmiş
oldun.'
Evie hala yerdeydi. Düştüğü için pantolonu yırtılmıştı. Eli ve diz kapakları sıyrılmıştı.
'Kızı rahat bırak!' dedi emir verircesine bir erkek sesi. Evie kalkmak istedi. Ama
başaramıyordu. Arkasındaki çocuk onu güçlü kollarıyla belinden tutarak
kaldırdı.
'Ne o Leonard şimdi de 'Yenileri Koruyalım!' kampanyası mı başlattın okulda?'
'Kapa çeneni Adriana!' Evie kıza çok sinirlenmişti.
'Çok teşekkür ederim.Ben Evie.'
Elini uzattı ama boşta kaldı.
'Sana yardım etmem arkadaş
olabilmemiz anlamına gelmez. Önemli değildi çünkü bunu herkese yaparım
ben. Ayrıca benden de uzak dur tamam mı? Adriana'dan da...' dedi ve
gitti. Evie şaşırdı. Çocuk yakışıklıydı aslında... Uzun boylu,kaslı ve
buğday tenliydi. Ama fazla aksi görünüyordu. Evie hem şaşkın hem de
üzgündü.'İlk günden okul hayatın mahvoldu.Aferin sana Evie!'
dedi. Okulun koridorlarında ders saatleri programı almak üzere yola koyuldu. Görünüşe göre ilk dersi Edebiyat'tı. Şanslıydı ; anılarını tutmayı ve
şiir yazmayı çok iyi becerebiliyordu. Derse girdiğinde öğretmen ile
tanıştı. Bayan Summer Evie'yi güler yüzle karşıladı. Sıralar tekliydi ve
tek bir boş ver vardı. O´nun ön sırası. Evie önce rahatsız oldu ama
sonradan umursamaz davranmaya karar verdi. Bayan Summer güler yüzle 'Evet
çocuklar. Ben Edebiyat hocanızım. Sizi ilk dersten sıkmayı da hiç
istemiyorum. Bu sene sizinle çok iyi anlaşacağımıza inanıyorum. Şimdi
hepinizden duygularınızı şiirle veya deneme yazısıyla kağıtlarınıza dökmenizi rica ediyorum.'dedi. Evie eline kalemini aldı ve tam kağıda birşeyler yazacaktı ki kağıtta birkaç sözcüğün aniden belirdiğini gördü. Nasıl olabilirdi bu ?
Korkunç doğan sonra doğan güneşe sor dehşeti
O da gördü o günkü mahşeri
Alevler sarmıştı her yeri
Salladı Tanrı gök ve yeri
Kim doğru , kim yanlış iyi bilmeli
Kanattı ruhunu karanlık kaderi
Karanlığından içinden çıktı laneti.
Artık gerçekleri o da bilmeli.
Evie satırları okur okumaz arkasına baktı. Kim yazmıştı şimdi bunu ? Leonard anlamıştı sanki herşeyi. Öne doğru eğilip kağıdı okumaya başladı. Sonra ise kağıdına baktı. Onda da birşeyler yazıyordu sanki.
Kaderindekini bulmanın endişesini
Bırak artık içindeki katı benliğini
Kehanetteki seçilmiş geri geldi
Ve o istemeden de olsa seni seçti!
Kaderinle tanışmanın zamanı geldi.
Okudukları anlamsız geldi Evie'ye.Birinin ona gönderme yaptığı belliydi. Derken zil çaldı ve Leonard
dışarıya çıktı.Arkasından bakakaldı ama hiç sesini çıkarmadı Evie.Zaten
çok kırılmıştı.Yanına kahverengi ve kıvırcık saçlı bir kız geldi.Ona
gülümsedi ve 'Merhaba Ben Olivia.Sen Evie'sin değil mi?' dedi.Evie 'Evet ben Evie'yim.' dedi ve ona bir gülümseme gönderdi.'Okulun
önündeki tartışmanızı gördüm ama merak etme.Andriana ve Leonard hep
böyledir.Özel olduklarını sanırlar.Ama bence sadece öğrenciler ve
bizlerden farkları yok.' dedi.Belli ki Evie'yi rahatlatmak istiyordu.'Umursamıyorum.Ne Leonard ne de Adriana beni ilgilendirir.' dedi ama kalbinin öyle demediğini adı gibi biliyordu.Evie ve Olivia konuşarak dersliklerine yöneldiler. O dörtlükler ne anlama geliyordu ? Leonard neden gitmişti , hem de tek bir cevap bile vermeden ?
Bu seferki dersi Beden Eğitimi'ydi. Evie uzundu ve inceydi. Bazı sporları
çok iyi yapabilirdi . Spor salonuna indi ve soyunma odasında üstünü
değiştirdi. Saçına beyaz bir bant taktı. Kırmızı-beyaz spor kıyafetleriyle
son derece çekici duruyordu. Leonard'a inat birşeyler yapmak
istiyordu.İçini kıskandırma duygusu kapladı ve erkeklerin yakınından
dikkatli ve bir o kadar da zarif bir şekilde geçti. Leonard'la yine aynı
derste buluşmuşlardı. Bu onu sevindirdi. Okulun erkekleri ona ağızları beş
karış açık bakıyorlardı.
Sonunda biri cesaret etti ve 'Merhaba ben Jake.Sen yeni kız olmalısın.' dedi. Evie 'Evet öyle.Adım Evie.Tanıştığımıza memnun oldum.'
dedi ve Jake'e elini uzattı.Bir süre Jake'le konuştular ve
gülüştüler. Jake sıcakkanlı , yakışıklı ve bir o kadar da sempetik bir
çocuktu. Yeşil gözleri ve kumral saçları vardı. Evie çaktırmadan
konuşurken Leonard'a baktı. Jake'e öfkeli bir şekilde bakıyordu .Aldırmadı
ama içi zafer çığlıkları ile doluydu. Beden hocası Bay Patrick onlara
tenis oynamaları için eş seçmelerini istedi. Jake Evie ile oynadı.Galip
Evie oldu. Çünkü çok hızlı ve akıllıca servisler atıyordu. Bay Patrick
Evie'den etkilenmişti. 'Muhteşem oynadın Evie.' dedi.
Evie gülümsedi ve soyunma odasına gitmeye karar verdi. Leonard yanına yaklaştı. 'Yarın da benimle oyna bakalım.Başarılı olabilecek misin?' dedi. Evie 'İnsanlara kural koymayı beceriyorsun.Ama bu kurallara hiç uymuyorsun Leonard.Benimle konuşmayı mı düşünüyorsun yoksa?' dedi. Leonard uzaklara daldı ve 'Eğer arkadaş gözükürsek okul ne düşünür biliyor musun sen?' dedi yarı kızgın bir sesle. Evie 'İyi
o zaman yarın ya da hiçbir zaman seninle oynamak istemiyorum ben de
seninle.Zaten sen nesin biliyor musun?Kendini özel sanan sıradan
birisin!' diye bağırdı ve soyunma salonuna doğru koştu.
Leonard
Evie'nin arkasından koştu ve kolunu tuttu. Yüzünü Evie'nin yüzüne
yaklaştırdı. Aralarında sadece birkaç santim kalmıştı. Nefesleri birbirine
değiyordu. Evie'nin kalp atışları hızlanmaya başladı. Leonard sakin
görünüyordu ama gözleri onu ele veriyordu. 'Senden hoşlanıyorum.Bunu mu duymak istiyorsun?' diye sordu.'Vay çifte kumrulara bak sen!' dedi kapıya yaslanarak Adriana.İkisi de Adrianaya baktılar.