Sitenin En’leri | |
|
| Teslim olmak yok... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Chiera Verzizia Biçim Değiştirme Profesörü
Mesaj Sayısı : 24 Galleon : 135 Kayıt tarihi : 06/11/10
| | | | Chiera Verzizia Biçim Değiştirme Profesörü
Mesaj Sayısı : 24 Galleon : 135 Kayıt tarihi : 06/11/10
| Konu: Geri: Teslim olmak yok... Cuma 12 Kas. - 19:16:36 | |
| Gecenin bir yarısı başlayan yağmur, sabahın erken saatlerinde son hız yağmaya devam ediyordu. Tabi ki benim için sabahın en erken saati onbir oluyor genelde. Tatillerde geç uyanmak kadar zevk aldığım bir şey yok. Sırf bu nedenle giyeceklerimni akşamdan hazırlayıp, odamdaki koltuğun üzerine koymuştum. Uyandığımnda hava diğer günlere nazaran karanlıktı, fakat damlaların pencereye vurduğunda çıkardığı sesler beni uyandırmaya yetmişti. Yataktan tembelce kalkarak duşa girdim. Sıcak suyun bana gereken enerjiyi vereceğinden emindim. Yağmurlu bir günde üzerimdeki kasvetten ve yorgunluktan kurtulmak için yapacağım en iyi terapi duş almaktı. Sıcak bir duşun ardından odama geri döndüğümde eski neşeli ve enerjik halime dönmüştüm. Hemen kanepenin üstünden aldığım kıyafetleri üstüne geçirdim. Yüzüme sadece hafif pembe allık, siyah göz kalemi ve dudak parlatıcısı sürdüm. Yüze çok fazla yabancı madde sürülmesine şiddetle karşıyım. Badana boya yapılmış gibi gezen genç kızlardan açıkça iğreniyorum. Aynanın karşısına geçerek sabırla saçlarını düzleştirdim. Konu saçlarım olduğunda sabırlı olabiliyorum. Zaten saçlarım normalde yağmurla ıslanıp kıvrılacak kadar kıvırcık değil. İşim bittiğinde hayatımda yapamadığım tek şeyi yapmak üzere mutfağa girdim. Sonucun yine hüsran olacağını bile bile hizmetçim ortalıkta yokken mutfağa girmekte inat ediyordum. Bugün de aslında çok fazla umudum yoktu. Her zamanki yine ekmekleri yaktım ve yumurtaları kabuklarından ayırmakta zorlandım. Bir yandan saatin akrep ve yelkovanıyla yarışırken bir süre sonra kahvaltı hazırlamaya çalışmaktan vazgeçmiştim. Üç Süpürge'ye gittiğimde karnımı doyurmaya karar vererek evden çıktım.
Sokakta yürürken yağmur sabaha nazaran gözle görülür şekilde azalmıştı. Yine de beremi çıkarmadım. Beyaz berem beyaz taytım ile oldukça uyumlu görünüyordu. Pembe boğazlı bluzumun üstüne geçirdiğim grili pembeli panço ve altımda pançomla aynı desenden mini eteğim ile sokaklarda yürürken herkes bana bakıyordu. Ayağıma geçirdiğim gri çizmelerim çamurda bana büyük kolaylık sağlamıştı. Rahat tavrımı kıyafetlerime de yansıtmayı seviyyorum. Hogsmeade'e cisimlenmeden önce bir süre Londra sokaklarında dolaştım. Yağmur altında yürümek her zaman yapabildiğim bir şey değil, zamanım varken yürümek işime gelmişti. Yürümeye öylesine dalmıştım ki saatime baktığımda eteklerim tutuştu. Saat öğlen üçü geçiyordu. Hemen Üç Süpürge'nin önüne cisimlendim. Hogsmeade'de yağmur, Londra'ya kıyasla daha fazlaydı. Hemen dükkana girerek kendimi sağlama aldım. İçerisi öğrencilik yıllarımdaki gibi sıcak ve türlü mis kokularla doluydu. Cam kenarında bir masa seçerek oturdum. Jared henüz gelmemiş gibi görünüyordu. Onu çok fazla hatırlamıyordum fakat ortalıkta fazla yetişkin olmadığı için bu sonuca varmam daha kolay oldu. Jared, okulda birçok kez karşılaştığım Slytherinli bir çocuktu. Kızların hasta olduğu, popüler ve çapkın bir tipti. Bense onunla çok fazla muhabbet etmemiştim. Çoğu Gryffindorlu gibi ondan nefret etmiyordum aksine benim de hoş bulduğum bir çocuk olmuştu, ama o kadar. İki senedir onu görmediğim için değişip değişmediğini tahmin edemiyordum. Garsondan bir çay ve çikolatalı kek isteyerek camdan dışarıyı izlemeye başladım.
En son Chiera Verzizia tarafından Cuma 12 Kas. - 20:42:55 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Jared Adrian Harvey Karanlık Lord & Admin
Mesaj Sayısı : 491 Galleon : 1335 Kayıt tarihi : 03/11/10
| Konu: Geri: Teslim olmak yok... Cuma 12 Kas. - 19:40:15 | |
| Hava yağmurluydu. Güneş pek görünmüyordu. Normalde güneşin o tozlu ışınlarıyla gözünde sıcaklık hissederek uyanan Jared, bugün dışarının soğukluğunu üzerinde ki kalın battaniye ile örtüp, yağmurun hızlıca cama vurmasıyla uyanmıştı. Üzerinde ki yorganı kendine daha çok çekti. Kollarını battaniyenin altına, bacak arasına sıkıştırdı ve ısıtmaya çalıştı. Birazda kambur durarak bir kaç dakikayı yatakta debelenerek geçirdi. Uyumaya umutluyken birden duvarın üstünde duran saate gözü ilişti. Gözleri bulanık görüyordu. Gözlerini biraz daha kısarak daha dikkatlice baktığında bugün bir buluşmasının olduğu aklına geldi. Fazla aceleci davranmadı. Çünkü Chiera, önceden pekte güzel olmayan, hatta şuanda bile hatırlamadığı, öğrencilik döneminde hele neredeyse hiç konuşmuşluğu olmadığı inek tipli bir öğrenci bekliyordu. Tekrar uyku pozisyonuna döndü. Gözlerini kapattı ve açtı. Ancak bu açma gözlerini kapattıktan bir kaç saniye sonra değil, saatler sonra oldu. Saat önce ki baktığından tam iki saat geçmişti. Bu sefer biraz aceleci davrandı. Yataktan doğruldu, yarı çıplak vaziyette odanın soğukluğuyla irkildi. Kalkar kalkmaz hemen önünde duran boy aynasına dik durarak baktı. Seksi vücuduna bir kaç saniye baktı ve kendini süzdü. Elleriyle çenesini sağa sola oynattı ve sakallarına baktı. Ardından hemen koridorun sonuna doğru yürüyerek lavaboya gitti. Klozetin kapağını kaldırdı ve işemeye başladı. İşerken sağa sola bakınıyordu. Ardından ellerini önce, sonra yüzünü yıkadı. Çok fazla hızlı çarpmış olmalı ki su her yere dağılmıştı. Gözlerini açmadan elini hemen sağa atarak havluyu kavradı ve yüzünü sildi. Havluyu direk yere attı ve tekrar odaya döndü. Büyük dolabını açarak bir kaç dakika boyunca baktı. Bir kazak mı, yoksa bir bluz mu? Biraz daha baktıktan sonra üstüne beyaz bir kazak aldı. Aldığı kazak boyunluydu. Dışarıya baktı ve yağmurlu olduğunu gördü. Soğuk olabileceğini düşündü. Altına sıfır kol bir bluz aldı ve üstüne kazağı geçirdi. Altına uyumlu bir kot alarak pijamasını çıkardı ve kot pantolonu giydi. Masanın üstünde duran anahtarlarını ve cep telefonunu aldı. Saçına eliyle alelacele şekil verdikten sonra kapıyı çekti ve dışarı çıktı. Tam adım atacakken şemsiyesini almadığını hatırladı ve kapıyı açarak şemsiyesini alıp çıktı.
Siyah şemsiyesini açarak yağmurun şemsiyenin üzerine düşen seslerine kulak vererek gideceği yere doğru yürümeye başlamıştı. Biraz yürüdükten sonra ayağı çamura batmıştı ancak neyse ki kot pantolonuna gelmemişti. Jared sinirlenerek geri döndü ve arabayla gitmek istedi. Geri döndü ve arabasına binerek üç süpürgeye doğru yol aldı. Çok geçmeden ve biraz hızlı kullandıktan sonra kısa sürede varmıştı. Gittiğini zannederek arabasından çıktı, kilitledi ve kapıdan girdi. Kapıda biraz dikildi ve içeriyi süzdü. Chiera'yı göremedi. Gittiğini zannederek arkasını döndü ancak adını birisi andı. " Jared? " dedi arkadan bir bayan. Arkasını döndü ve güzel bir bayanın el salladığını gördü. Jared gözlerini kısarak tanıyamadım sinyali vermeye çalıştı. Ancak yanına doğru gitti. Yanına gittiğinde tekrar konuşmaya başladı. " Bu sen misin? " dedi Chiera. Evet, bu oydu. Okul yıllarında ki inek kız, günümüzün güzel ve seksi kızlarından olmuştu. İçerisinin sıcak olduğunu fark etti. Yakasını biraz bolartarak hava girmesini sağladı. Masaya baktığında bir fincan çay ve yarısı yenmiş çikolatalı kek gördü. Chiera'ya baktığın da dudağının köşesinin çikolata olduğunu fark etti. Eliyle çikolatayı yavaşça aldı ve parmağını yaladı. " Zevkini sevdim. Dudağından bir çikolata çaldım. Umarım kızmazsın. " dedi gülerek Jared. | |
| | | Chiera Verzizia Biçim Değiştirme Profesörü
Mesaj Sayısı : 24 Galleon : 135 Kayıt tarihi : 06/11/10
| Konu: Geri: Teslim olmak yok... Cuma 12 Kas. - 20:41:24 | |
| İkinci çayımı içerden aradan bir saatin geçtiğini ancak farkedebilmiştim. Uzun süredir yalnız kalamadığım için kendimi çok kaptırmış olmalıydım. Yağmurun görüntüsü ve fondaki hoş müzik beni eski anılarıma sürükleyivermişti. Çikolatalı kekimi birazcık daha didikledim, yarısından fazlasını mideme indirmiştim. Saate baktım, zaman hızla geçiyordu ve Jared hala görünürde yoktu. Yani, sanırım görünürde yoktu. Eğer gözleri hala renkliyse ki tabi ki öyle olmalıydı, haklıydım. Ortalıkta renkli gözlü tek bir insan görmemiştim. Çayımdan son yudumumu da alıp kekimi bitirdim. Artık beklemenin bir anlamı yoktu, kalkmak için geç bile kalmıştım. Cüzdanımdan parayı çıkartarak masaya koydum ve yavaşça ayağa kalktım. Bu saate kadar gelmeyen bir insan bu saatten sonra da gelmezdi zaten. Çantamı alıp kendimi dışarı attım. İçerisinin sıcak havasından sonra dışarısı serindi ve hala yağmur yağıyordu.
Tam o sırada Üç Süpürge'nin kapısından giren beyaz kazaklı birini farketti. Acaba bu o olabilir miydi? Adımlarımı hızlandırarak dükkandan içeri girdim. " Jared? " Emin olamayarak seslenmiştim, elimi hafifçe kaldırarak işaret verdim. Genç adam arkasını dönmüştü, demek ki yanılmamıştım. Evet, hala yeşil gözleri türlü muziplikle parlayan, yakışıklı bir adamdı. Daha doğrusu adam olmuştu. Jared gözlerini kısarak yanıma gelirken bekledim. Yolda görsem tanıyamayacağım, hatta belki etkilemeye çalışacağım bu adamın geçmişimden çıkıp gelmiş olması beni biraz şaşkına çevirmişti. " Bu sen misin? " diye sordum yeniden. Açıkçası inanmakta güçlük çekiyordum. Tamam, zamanında tüm kızları peşinde koşturmuş olabilirdi. Fakat bu denli karizmatik olabileceği aklıma gelmemişti. Benim şaşkınlığım karşısında Jared gülümseyerek parmağını dudağımın yanına değdirmiş sonra dudağına götürüp yalamıştı. Aslında oldukça tatlı görünmüştü bana bu hareketiyle. " Zevkini sevdim. Dudağından bir çikolata çaldım. Umarım kızmazsın. " Yüzümdeki tebessüm kızmadığımın en büyük göstergesi olmuştu. Jared'ın bu kadar kibar bir beyefendi olabileceği aklıma gelmemişti. Genelde kızların hasta olduğu her erkek kaba ve kendini beğenmiş olurdu. Jared'ı aslında ne kadar tanımadığımı şimdi anlıyordum. " Kızmadım, nasıl kızabilirim. Senin gibi kızların hasta olduğu bir yakışıklıya kimse kızamazdı, görüyorum ki hala da kızamaz. " Jared'ın yüzündeki çapkın fakat ukala olmayan gülümsemeye ister istemez içim gitti. Gerçekten okul döneminde Jared'ı sevmemiş, peşinde koşmamış olmam garipti. Belki en büyük sebebi herkesi peşimde koşturmuş olmamdı. Malum, Gryffindor'un popüler ve güzel kızı Chiera'dan acaba kimler hoşlanıyor dedikoduları. Ne çabuk geçmişti seneler! " Sahi, ben de popülerdim ama senin kadar değil. Seninle nasıl da tanışmamışız. İstersen oturalım, birazcık daha gelmesen gidiyordum. " Gülümsemem şimdi tüm yüzüme yayılmıştı. Sorun olmadığını belirtircesine gözümü kırptım ve masadaki eski yerime yerleştim.
En son Chiera Verzizia tarafından C.tesi 13 Kas. - 15:23:54 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Jared Adrian Harvey Karanlık Lord & Admin
Mesaj Sayısı : 491 Galleon : 1335 Kayıt tarihi : 03/11/10
| Konu: Geri: Teslim olmak yok... Cuma 12 Kas. - 21:01:04 | |
| Jared'a o soru yöneldiğinde çok iyi bir yalan söyleme yeteneği vardı neyse ki. Gözünü hiç kaçırmadan, aynı gerçekmiş gibi gözlerini gözlerinin içine kenetleyerek cevap verdi. " Çok mühim işlerim vardı diyebilirim. Babam kalp krizi geçirmiş. Neyse ki durumu iyi, endişe edilecek bir şeyi yok. " dedi ustaca. Birden suratında sinsi bir gülümseme belirdi. Ancak bu sinsi gülümseme yalanı söylediğinin ve büyük ihtimalle yalanı yutturduğunun bir sonucu olarak oluşmuş, istem dışı ancak bir o kadar da eğlenceli bir gülümsemeydi. Neyse ki Chiera'da gülümsüyordu ve durduk yere gülmüş durumuna düşmeyecekti Jared. Sandalyesini Chiera'nın sandalyesine yaklaştırarak elini kaldırdı ve parmak şıklattı. Kısa sürede yanına gelen garsona " Bir çay ve çikolatalı kek. " dedi. Çikolatalı kek derken karizmatik bir bakış atarak hem gülümsedi, hemde diliyle dudaklarını yaladı. Chiera'ya bir mana sezdirmek istediği içindi belkide. Sandalyesi, sandalyesine yaklaştırdıktan sonra elini Chiera'nın sandalyesine doğru attı. Sanki bir sevgiliymiş havası vererek konuşmaya devam etti. " Büyük ihtimalle seni farketmememden kaynaklanıyordur güzelim. Gryffindor kızları umrum dışıydı. Ravenclaw ve Slytherin'in kızlarıyla ilgileniyordum. Kötü kızlar ve zeki kızlar bana daima seksi görünür. " dedi. İçerisinin sıcaklığıyla iyice boğulan Jared üstünde ki kazağı çıkarmıştı. Neyse ki altına sıfır kollu ancak kot pantolonuna uyumlu bir bluzu vardı. Kazağını çıkartıp masanın üçüncü sandalyesine fırlattı. Üçgen vücudu, karın ve kol kasları çok belli oluyordu. Seksi vücudu ortaya çıkmıştı. Jared, her zaman ki tavrını kullanarak Chiera'yı süzdü. Onun o güzel saçlarını, parıldayan güzel dudaklarını, vücudunu, göğsünü ve muhteşem fiziğini süzdü. Onu arzuluyordu. Kendini biraz daha yaklaştırıyordu Jared. Kendini tutamayıp ellerini saçlarında gezdirmeye başladı. Eğer ki kızarsa bu ondan hoşlanmadığının, daha doğrusu henüz hoşlanmadığının kanıtıydı. Ancak gözlerini kapatıp, nefes alır ve hiç ses çıkarmazsa onun da Jared'dan hoşlandığı apaçık belli olacaktı. | |
| | | | Teslim olmak yok... | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |