Meryem Sofia Dolph Ressam
Mesaj Sayısı : 4 Galleon : 6 Kayıt tarihi : 19/11/10
| Konu: OpheliaDamned Cuma 19 Kas. - 18:36:09 | |
|
''Peki buna ne dersin ufaklık?''. Karşısındaki bir adam ona soruyordubunu. Sonra asasından küçük ışık demetleri çıkarıyordu. Küçük kız önce hayretlebakıyor sonra tüm sokağı çınlatan bir kahkaha atıyordu. Tüm bunları üçüncü birgöz olarak seyrettiğini zannediyordu Jessica ama değildi. O küçük çocukkendisiydi. Karşısındaki adam ise babası... Yıllarca bu rüyayı her gördüğündeuyanmak için kendini zorluyor ama olmuyordu. Her zaman rüyanın sonuna kadarorada olmak zorunda kalıyordu. Ama şimdi görüntüler kendiliğinden uzaklaşmayaçalışıyor Jessica ise onu durdrmaya çabalıyordu. Ama bu rüya değildi. Bu biranımsamaydı. Bulanıklaşan bir anıydı tüm bunlar. Karşısındaki adam ona büyülerlegösteri yapıyordu. O ise gülüyordu.
Sonra etraf birden karardı. O gün de bunlar olmuş muydu? Hatırlamıyordu. Biriyaklaşıyordu onlara doğru. Kukuletalı biri. Gittikçe yaklaşıyordu. Babasınınonun elini tutan eli gerilmişti. Asasını elinde iyice kavramış herhangi birsaldırıya hazırlanıyormuş gibi bir adım öne atılıp kızın önüne geçmişti. Nedenyapmıştı ki bunu? Küçük kız tüm bunları anlamaya çalışıyordu. Neler olupbittiğini anlamaya çalışıyordu. Az önce olanları düşünürken yanında olupbitenleri kaçırdı. Kukuletalı adam ile babası asalarından birbirlerne göz alıcıışıklar gönderiyordu. Şimdi anlamıştı. Tüm bunlar oyundu. Babasının onun içinhazırladığı bir gösteri. Jessica ellerini çırpıp sevinç kahkahaları atıyordu.Asalardan çıkan renkler o kadar güzeldi ki. Bazen kırmızı bir ışık bazensegümüşi ışıklar.
Birden her şey durdu. Babasının karşısındaki adam asasından yeşil bir ışıkçıkarmıştı. Bunu nasıl yapmıştı böyle? Çok güzeldi. Acaba babası da yapabilirmiydi? ''Baba sen de yapsana bunu? Baba! Baba!''Sonra ayağa kalkmış ve babasının bacağına tutunup onu çekiştirmeye başlamıştı.Bunu çok uzun süre yapamamıştı. Çünkü babası birden yere düşmüştü. İlk baştakorkmuştu küçük kız. Ama sonra bunun da bir gösteri, bir şaka olduğunuzannetmişti. Sonra adamın başına gelmiş yanına çömelmiş ve ''Hadi uyansana. Kalk! Neden kalkmıyor?'' Bunukukuletalı adama sormak istemiş fakat adam çoktan gitmişti. Sonra tekrarbabasına bakmış ve her şeyi o anda anlamıştı. Babası kalkamazdı, boşunauğraşıyordu. Gerçeği anladığı anda ise önce gözleri dolmuş sonra çığlık çığlığaağlamaya başlamıştı. O andan sonrası tam bir kâbus. İnsanlar koşuşturuyor,bağırıyor, yardım istiyorlardı. Kimse küçük kızı fark etmemişti. O andan sadeceyarım saat sonra biri onu fark etmiş, kızı kucağına alıp onu başka bir yeregötürmüştü.
döngü...
Başka bir yerdeydi şimdi. Başka bir anıda… Bir mezarlıkta. Herkesin feryatfigan ağladığı bir yerde… Yanında annesi var. O da ağlıyor ama sessizce. Herkesgibi değil. Acısını içinde yaşıyor. Bir eli küçük kızın elini tutuyor, ona güvencevericicesine elini sıkıyordu. Çocuk ağlamak istiyor ama ağlayamıyordu. Boğazınabir şey takılıyor ve bu takılan şey gitmiyordu. Annesi onu kucağına alıyor vebir şeyler fısıldıyor. ''Neyi erkenyaşadıysam hep ona geç kalıyorum.''
Aniden gözlerini açtı. Ter içinde kalmıştı. Yavaşça doğruldu yataktan. Ellerinidirek saçlarına attı. Gözlerini ovuşturdu. Sonra başını çevirip yatağınınbaşındaki komidinin üzerine baktı. Kâğıt orada duruyordu işte. Belki milyon kereokumuştu bu notu. Ezberlemişti yazılanı. Yazının şeklini, ''g'' harfinin nasılkıvrıldığını. Ama elinde olmadan tekrar aldı ve okumaya başladı.
'Neyi erken yaşadıysam hep ona geç kalıyorum.' Öğleden sonra, göl kenarında seni bekliyor olacağım. Görüşmek üzere, Claire.
Birdentüyleri diken diken olmuştu. Yataktan kalktı ve üstüne bir hırka geçirdi.Ayakkabılarını giydi ve yatakhaneden ayrıldı. Ortak salonu da geçtikten sonraadımlarının yavaşlattı. Gitmek istemiyordu ama Claire onu bekliyordu. Annesiher zaman ona kibar olması gerektiğini hatırlatmıştı. O da bunu benimsemişti.İşte bu yüzden oraya gidecekti. Adımlarını tekrar hızlandırdı ve çok kısasürede bahçedeydi. Dışarısı güzeldi. Hava biraz esiyordu ama bu iyiydi.Ayılırdı en azından. Merdivenlerde durup çevresine bakındı. İşte oradaydı. Onubekliyordu. Suratından bir şey anlamak mümkün değildi. Merdivenlerden inip onunolduğu yere doğru ilerledi. Claire'nin onu fark etmesi uzun sürmedi doğrusu.
---------
Claire Trisha Bullock. Ne zaman bu kızın yanında olsa hep karmakarışıkdüşünceler içinde olurdu. Tıpkı şimdiki gibi… Kız Claire'ın yanındayken kendinihem güvende hissediyor hem de ondan korkuyordu. Onunlayken hem doğrularısöylemek hem de yalan söylemek istiyordu. İşte bu duygular içinde gittiClaire'nin yanına. Olabildiğince hızlı yanına gidip bu buluşmayı kısa kesmekistiyordu. Daha fazla tedirgin olmadan… Ama sonra karşısındaki cadı konuşmayabaşlayınca haksızlık mı ettiğini kısa bir an düşündü. 'Merhabatatlım, uzun zaman oldu öyle değil mi?' Ses tonu o kadar zararsızgeliyordu ki. ' Şey evet uzun zaman oldu.' Sonrabirden bir şey oldu. Claire ellerini kızın yanağına atmış ve elinigezdiriyordu. Gözleri sevecen bakıyordu. Oldukça masum duruyordu. Ondan korkmakiçin bir sebepte yoktu üstelik. Neden korkuyordu o zaman? 'Otursana' Kız otururken Claire'ın ağzından dökülenbir kaç sözcük Jessica'yı olduğu yere çivilemeye yetmişti. 'Ona öyle çok benziyorsun ki, ben-' Claire o kadarinandırıcıydı ki. Sesinin titremesi, en mükemmel yerde cümleyi kesmesi… Hepsiküçük kızı kandırmaya yetiyordu. Jessica'nın alt dudağı titremeye başladı amahemen kendini toparlamaya çalıştı. Bu konuda olukça zayıftı zaten. Kimse ondankonuşmasını da beklemiyordu ama Jessica birden kendi bir şeyler söylemeyezorunlu hissetti. Ama ağzından çıkan sessiz bir evetten başka bir şey olmadı.Bu sırada elbette Claire kıza arkasını dönmüştü sanki sahne yeteri kadardramatik değilmiş gibi. Sonra oturdular. Aralarında rahatsız edici bir sessizlikvardı. Ama bu sessizlik fazla uzun sürmemiş Claire hemen konuşmaya başlamıştı. 'Ben, iyi değilim son günlerde ve nereye gideceğimibilemedim, duymuşsundur olanları... Herneyse.' Elbette duymuştu. Büyücülük dünyasında bu olayı duymayan kalmamıştıki. Claire tek görgü tanığını komaya sokmuş ve açığa alınmıştı. Kimse bununeden yaptığını bilmiyordu. Bir sürü söylenti vardı. Claire'ın casus olduğundanonun dengesini yitirdiğine kadar. Ama Jessica bunların hiçbirine kulakasmıyordu. Gerçeği o da pek bilmiyordu ama Claire'ı tanıdığı kısa bir dönemdebu kızın asla dengesini yitirmeyeceğini veya karanlık tarafa geçmeyeceğinibiliyordu. Çünkü Claire rolünü iyi oynuyordu ve on iki yaşında birini çokkolayca kandırabiliyordu. Claire konuşmaya devam ediyordu bu sırada. 'Nasılsın? Umarım yolundadır her şey.' 'İyiyim. Yani nasıl olabilirim ki? Okul işte. Dersler,ödevler... Her şey yolunda… Teşekkür ederim.' Jessica da direk konuyagirecekti. Neden buraya geldiğini, ondan ne istediğini… Ama kabalık olacağındanbunlar yerine ' Sen nasılsın? Nasıl gidiyor hayat? 'diye sordu. Sonuçta istediği cevapları böyle de alabilirdi. Kimseyi kırmadan.Kabalık etmeden. Dikkatle kızın yüzündeki detayları inceledi. Suratının girdiğiifadeleri… Böylece kız hakkında ufak da olsa. Ama Jessica'nın bilmediği bir şeyvarsa o da Claire'ın içindeki şeytandır. Karşısındaki kişinin ne kadar iyi rolyapabiliyor olduğudur.
| |
|
Jared Adrian Harvey Karanlık Lord & Admin
Mesaj Sayısı : 491 Galleon : 1335 Kayıt tarihi : 03/11/10
| Konu: Geri: OpheliaDamned Cuma 19 Kas. - 18:54:15 | |
| Betimleme: 17 Anlatım: 16 Görünüm(renklendirme,boyut vs.): 18 Yazım Kuralları: 5 ( Word'e yapıştırırsan o kadar çok yazım hatan var ki görebilirsin. ) Konu: 15
= 71 | |
|