Dean Ormanı. Açıkçası Dean ormanı açıklık kısımdı. Bizim aşağı ve karanlık yerlerine gitmemiz öneriliyordu. Muglle' ların görmemesi için. Ormanın karanlık yerlerindeyim ama çam ağaçlarının arasından geçen ışıklar bana ulaşıyor. Neden buradayım? Canım sıkıldı çünkü. Boş boş duruyorum işte. Ders çalışmkatan daha iç açıcı. En azından büyük kitaplara yumulma yok. Sadece doğa(!) ve ben. Bir de asam. Umarım bu büyülü ortamı(!) bozan bir durum olmaz.
Neden istediğim hiçbir şey olmuyor? Ormanın derinliklerinde geyik görüyorum ve acayip korktum. Bana saldırırsa? Bildiğim büyülerin hepsini neredeyse unuttum. Bir ağacın dalında oturuyorum. Kedi gibi sindim. Dalı o kadar sıkı tutuyorum ki neredeyse tırnaklarım ağacın içine geçecek. Tanrım, lütfen gitsin. Lütfen gitsin. Bir süre sonra ayak sesi duydum. İrkildim. Slyhterin olabilirim ama büyü belleğim kaybolmuşken Slyhterine olmak işe yaramıyor. Ağacın dalında dikeldim ve asamı sesin geldiği yöne odaklandım. Ve ağaçların arasından sarışın birisi çıktı. Onunda asası vardı ve ucundan ışık çıkıyordu. Kaşif miydi bu? Neydi şimdi? Etrafına bakındı ve döndüğünde beni gördü.
"Hey! Sen ne arıyorsun orada?" dedi.
"Asıl sen burada ne arıyorsun?" dedim. Acaba hangi binadandı?