Christofer Peter L'oyal aptal saatinin alarmıyla uyandı. Çok huzursuz bir gece geçirmişti.Alarmın sesiyle yatağında huzursuzca kıpırdandı ve alçak sesle küfrederek saatini odasının duvarına doğru fırlattı. Saatin sustuğunu duyunca kendini tekrar yastığının içine gömdü ve uyumaya çalıştı. Ama uyanmıştı bir kere.Tekrar uyumak şimdi imkansız geliyordu. Oflayarak yataktan kalktı ve üzerine bir şeyler geçirdi. Dışarısı günlük güneşlik ve oldukça canlı olsa da Christofer Peter L'oyal'ın odası içeride sanki bir Ruh emici yaşıyor gibi kasvetli ve soğuktu. Duvarlarda siyah posterler ve büyük bir L'oyal aile arması vardı. Yatağının tam baş köşesinde Slyterin’in yeşil arması göz kamaştırıcı bir şekilde parlıyordu. Christofer esnedi ve kendini geriye atarak gerindi. Tam aşağı inecekken odasının kapısı açıldı ve evin uzun kulaklı çirkin yüzlü cini odaya girdi. Kapıdan giren ışık Christofer'ın gözlerini kamaştırıyordu. Birkaç kere gözleri kırpıştırdı ve gözlerini kısarak cine baktı. ''Ne var Weekly '' dedi cine küçümser bir edayla. Cin eğilerek selam verdi.Hafifçe titriyordu. ''Küçük bey anneniz sizi kahvaltıya çağırıyor'' diye cıyakladı. Christofer yüzündeki küçümser ifadeyle tamam gibi bir şeyler mırıldandı ve odasından çıktı. Ev Christofer'ın odasının aksine pırıl pırıldı. Her yerde çiçekler L'oyal armalı eşyalar vardı. Bu eve giren büyük ihtimalle bir daha dışarı çıkmak istemezdi. Fakat evin bu hali Christofer’in canını sıkıyordu. Christofer etrafındaki pahalı şeylere aldırmadan merdivenlerden aşağı indi. Evin uzun koridorundan geçerken abisinin odasına bir göz attı. Küçümser gözlerle kapıdaki Hufflepuff armasına bakarak yemek odasına doğru yürüdü. Abisi evlerindeki tek Hufflepuff’tı. Bu yüzden ailesi tarafından hep küçük düşürülür safkan onurunu zedelediği düşünülürdü. Christofer yemek odasına girdiğinde annesi ona güven verir bir şekilde gülümsedi.Babası ayağa kalktı ve oğlunun sırtına bir şaplak indirdi. ''Benim aslan oğlum nasılmış bakalım'' dedi oğlunun omuzlarını kavrayarak. Christofer babasına gülümsedi.''İyiyim bu arada günaydın annecim''dedi annesine dönerek. Annesi eliyle ona bir öpücük gönderdi ve''Haydi yemeğe'' dedi. Christofer ailesini ve onların ona karşı aşırı korumacılığını seviyordu. Safkan olmaktan hep onur duymuştu.Slyterin onun hep olmak istediği binaydı. Kardeşi gibi bir Hufflepuff olmak en son isteyeceği şeydi. Babası oğlunun omuzlarını bırakarak sandalyeye doğru itekledi. Christofer pahalı ve rahat sandalyesine iyice yayıldı ve muhteşem kahvaltılarına göz attı. Herşey kusursuz görünüyordu. Weekly işini iyi yapmışa benziyordu. Yapmama olasılığı olamazdı zaten. Christofer'ın annesi çok titiz ve kibirli bir kadındı. Evinde tek bir eksik olsun istemezdi. Christofer'ın babasıda annesi gibiydi. Kısacası çok mantıklı bir evlilik yapmışlardı. Evde mantıksız olan tek şey abisi Karl'dı. Odasından hiçbir zaman çıkmazdı. Ama diğer aile üyeleri bunu umursamaz hatta memnun bile olurlardı. Kendini aileden görmeyen birinin onların masasında işi neydi ki? ''Günaydın''dedi içeri giren siyah saçlı uzun boylu ve mavi gözlü bir kız. Christofer'ın ablası Layla, Slyterin son sınıfta. Herkesin olmak isteyeceği ama asla olamadığı kusursuz bir kız. Layla masaya baktı ve ''Hmm mükemmel görünüyor Weekly'' dedi. Ev cini yerlere kadar selam vererek teşekkür etti. Layla masadaki yerine geçtiğinde saygılı bir şekilde annesi ile babasına selam verdi. Bu selam işi aile geleneği durumuna gelmişti. Christofer bu durumdan çok hoşlanıyordu. Hatta komik bile bulduğu oluyordu. Bakanlıkta insanlar ailesini gördüğü zaman bir ev cini gibi davranıp yerlere kadar eğilerek selam veriyor, onların yakınında olmak için büyük çaba harcıyorladı. Ama aileden kimse bunu umursamıyordu. ''Başlayalım'' dedi babası yemekleri işaret ederek. Christofer nazikçe çatalını eline aldı ve yemeğinden küçük bir lokma ağzına attı. Gerçekten Weekly harika iş çıkarmıştı. Ama bunu ona söylemeye gerek duymadan yemeye devam etti. Yemek yerken kimse konuşmadı.Sessizliği bozan tek şey çatal ve bıçakların hafif tıkırtılarıydı. Yemekleri bitmek üzereyken yemek odasının kapısı çarpılarak açıldı ve Weekly zaten çirkin olan yüzü kireç beyazı olmuş şekilde odaya girdi. Odadaki herkesin yüzü ona dönüktü. Christofer Weekly'nin gerekli bir sebebi yoksa böyle odaya girdiği için kovulacağından emindi. Ama Weekly’nin söylediğini duyunca diğerleri gibia yağa kalktı. ''Karanlık Lord sizi görmeye geliyor efendim'' Christofer'ın Babası ne yapacağını şaşırmış halde karısına baktı.
Ama karısı hala şokun etkisindeydi.Layla yüksek sesle yutkundu.Fazla zamanları olmadığını biliyorlardı.Kaçmak anlamsızdı.Christofer korkmuyordu.Karanlık onun rengiydi.Karanlık Lorduda sonuna kadar destekliyordu.Ama ailesinin telaşı onuda etkiliyor yerinde duramıyordu.Her zaman ışıl ışıl canlılık saçan eve birden ölüm sessizliği çökmüş.İçerisi sanki yıllardır kullanılmayan bir ev gibi sönükleşmişti.Kapının yakınından minik bir pup sesi geldi.Christofer hemen kapıya döndü ve onu görmeyi bekledi.Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyor içindeki heyecan dalgası kabarıyordu.Ve içeri girdi.Yılanımsı başı, iki yarık gibi görünen burnu,kırmızı kırmızı parıldayan acımasız gözleri.Uzun ellerinde ince bir asa vardı.Christofer'ın babasını gördüğünde gülümsedi.Gülümsediği zaman yüzü daha çok yılanımsı hali alıyor ve insanın içini ürpertiyordu. ''Luke seni görmek ne güzel'' dedi Karanlık Lord.Christofer'ın babası bir evcini gibi yerlere kadar eğildi ve selam verdi.Evin diğer üyeleride aynı şekilde Karanlık Lord'un karşısında eğildiler.Karanlık Lord huzursuzca eve göz gezdirdi.Lafı kısa kesmek istiyordu besbelli.''Çok uzatmayacağım Luke.Oğlunun benim için bi şey yapmasını istiyorum'' dedi.Christofer ses tonundaki kararlılıktan ürktü.Christofer'ın babası hiçbir şey söyleme cesaretinde bulunmadı ve tekrar selam verdi.Karanlık Lord şimdi gözlerini Christofer'a kilitlemiş sanki onun içini görmeye çalışıyormuşcasına yüzünü buruşturmuştu.Bir kaç sessiz dakikanın ardından Voldemort sevimsiz ve korkutucu bir kahkaha attı.''Güzel güzel'' diye mırıldandığını duyabiliyordu Christofer.
Not:Kurgu için yazılmıştır.Uzunluğunu göz önünde bulundurmassanız sevinirim.İçerik açısından bakılması gereken bir rp.