Sitenin En’leri | |
|
| IV ve V. Sınıflar Ortak Ders | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Jared Adrian Harvey Karanlık Lord & Admin
Mesaj Sayısı : 491 Galleon : 1335 Kayıt tarihi : 03/11/10
| Konu: IV ve V. Sınıflar Ortak Ders C.tesi 13 Kas. - 19:30:00 | |
| IV ve V. Sınıflar, I. Dönem iksir dersine hoşgeldiniz. Artık siz I,II ve III. sınıfı geride bıraktığınız için onların öğreneceklerini çoktan öğrendiniz. Sizinle direk iksir yapmaya geçicem. Yanlız aşağıda size belirli şeyler vericem. Bu aşağıda belirlediklerimi RP'nizde mutlaka belirtmeniz gerek. Aksi takdirde RP'nizi verilmemiş sayar yada çok yüksek puan kırarım. İstediklerim ;
Bugün öğrenecekleriniz: Cansız kalp iksiri ( Bu iksir içirdiğiniz kişiyi 1-2 saatliğine kalbini durduracaktır. Ölü hissi verecektir ve dışarıdan ölü gibi görülecektir. Kalbi atmayacak, rengi solacaktır. Ancak 1-2 saat sonra kendine gelecektir. ) Hava: Karlı ve soğuk. Saat: Öğlen 12. Sınıf ortamı: Gryffindorlar ve Hufflepuff'ların sıraları yakın, Ravenclaw ve Slytherin'lere uzak. Ravenclaw ve Slytherin'lerin masaları birbirine yakın. Bu dört bina ikişerli olarak sıralanmışlardır ve karşı karşıyadırlar. Ortada öğretmenin masası vardır. Bütün sınıf onu görebilir. Bugün derste öğrendikleriniz ( RP Sonunda yazın bunu ) : Cansız kalp iksirini öğrenmiş olacaksınız. İksir Malzemeleri: Yarasa tırnağı, anka kuşu tüyü, ejderha dişi ve sihirli kaktüs bitkisi karıştırılır. Hepsinin karışımı sonucu bu iksir elde edilir. Ders işlenişi: Offline. Ders başlangıç ve bitiş tarihi: 13.11.2010 - 30.11.2010 ( 30.11.2010 tarihinde başlık kilitlenecektir ve birinci derse girmeyenlerin sınıflarından puan kırılacaktır. )
NOT: Mümkünse iksiri bir seferde değilde en az 2-3 seferde başarabilin. Hem uğraşmış olursunuz, hemde gerçeklik katmış olursunuz.
En son Jared Adrian Harvey tarafından Perş. 18 Kas. - 21:54:43 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Eva Jenny Olivia IV. Sınıf Gryffindor & Sınıf Başkanı & Admin
Mesaj Sayısı : 298 Galleon : 363 Kayıt tarihi : 07/11/10
| Konu: Geri: IV ve V. Sınıflar Ortak Ders Perş. 18 Kas. - 18:01:14 | |
| *Bölüm 1 | Derse Giriş*
Yeni bir gün için acımasız bir başlangıç.Saat öğlenin on ikisi ve hava okulun başladığı ilk gün olduğu gibi kasvetli bir soğukluk taşıyor.Bulutların solgun ve kapalı rengi Eva'nın zaten daha henüz açılan uykusunu özlenir bir hale getirirken,aynı zamanda genç cadının içini daraltıyordu.Uykulu gözlerini bir kez daha kırpıştırdı ve neredeyse kol kasları yırtılacakmış gibi gerindi.Üzerinde ki yorgunluk dün geceden kalma uykusuzluğun en kötü belirtilerinden biriydi ve eğer yolda biraz daha uykusuzluk problemleriyle ilgili oyalanmalar yaşarsa bu donacağının da habercisi olurdu.
Derin bir iç geçirdi ve nereye doğru gittiğini hatırladı.İksir sınıfına gidiyordu ve ders Profesör Harvey'in dersiydi.Ah,çok güzel.Birde Chris yetmiyormuş gibi acaip etkisi altında kaldığı Profesör'ün dersine gidiyordu.Başını ellerinin arasına alarak "Lanet olsun!" diye mırıldandı.Birisinin etkisi altına girmek belki de şuan isteyeceği en son şeydi.Gözlerini ovuşturarak omuzlarını dikleştirdi ve içinden tekrarladı;"Kimse kimsenin etkisi altına girmeyecek.!" Bu biraz zor olsa da başarabilirdi,çünkü o bir Gryffindor'du ve cesaretinin alt edemeyeceği tek bir şey bile yoktu.Aslancık kendinden emin tavırlarla İksir dersliğinin olduğu yöne doğru ilerledi.Ders zindanlarda işleniyordu ve pekala,bu biraz gıcık bir durum olsa da iksir sınıfının Slytherin Ortak Salonu'nun hizasında olduğu gerçeğini kimse değiştiremezdi.
Düşüncelerinden sıyrılabildiğin de çoktan İksir sınıfına geldiğini ve hatta dersliğin kapısında dikildiğini farketti.Eli kapıya giderken anlık bir tereddüt yaşadı,Buraya gitmeden dönsem çok mu kötü olurdu, düşüncesi beyninde yankılanırken "Saçmalama!" dedi fısıltıyla.Tereddütle kapının pürüzlü yüzeyinde donmuş elini,kapıyı tıklatacak şekilde oynattı ve üç derin nefes alarak dersliğe girdi.
Kapıdan girdiğinde ilk dikkatini çeken şey öğretmen masası oldu.Bütün sınıfın onu görebileceği şekilde tasarlanmıştı,4 binayı da ikişer ikişer ortadan bölmüş tüm sınıfında onu görebileceği şekilde öylece duruyordu.
Sonraki dikkatini çeken şey ise elbetteki Profesör Harvey'di.Omuzlarını dikleştirip öğretmen masasının hemen sağ yanında duran Gryffindor'lar için ayrılmış sıralardan birine geçerken başıyla Profesör'ü selamladı.Diğer çığırtkanlar gibi cılız bir sesle "Günaydın Profesör!" diyecek değildi,başıyla selamlamak her zaman bir saygı göstergesi olmuştu onun için.
Cam kenarında ki üçüncü sıraya iyice kurulurken midesinin guruldamasına neden olamadı.Genç cadı,Profesör Harvey ondan yana bakmasada dudaklarının hafif bir gülücükle kıvrıldığını görebiliyordu.Öğlen yemeğinde sadece balkabağı suyu içtiği için yeni yeni hayıflanmaya başlıyordu Eva.Ne olurdu da daha az uyuyup daha fazla yemek yeseydi?İçinden kendine bildiği en okkalı küfürleri savurdu ve çantasını hışımla açarak not defterini çıkardı.Kalemiyle defterine birşeyler karalarken gözleriyle de arada sınıfı -ve genelde Profesör Harvey'i- süzüyordu.Ravenclaw ve Slytherin sıraları hemen profesörün masasının sol yanında kalıyordu.Slytherin boylamasına Gryffindor'la aynı hizadaydı.Hufflepuff sıraları ise hemen Gryffindor sıralarının yanında yer alıyordu.
Defterine bir çift bulutlu göz çizdiğini farkedince düşüncelerini akıl odalarından birine kilitledi ve hemen çizdiği şeyi yırtıp attı.Onun gözlerini çizmek de neyin nesiydi böyle?Yoksa bütün bilinç altını eline geçirmiş olabilir miydi ? Kendini pencereden bakmaya zorlayarak düşünceli bir tavırla pencereyi döven minik kar tanelerini izlemeye başladı.Keşke herşey bu kadar kolay olsaydı.Bir kar tanesinin hayatı kadar kısa ve basit. Kapı tıkırtısı dikkatini dağıtırken öğrencilerin yavaş yavaş sınıfa girdiklerini gördü.Aralarında Delmira ve Anna'nın da olmasını dileyerek -içten içe dile getiremese de Chris'in de olmasını diliyordu-gözlerini kapıya dikti...
*Bölüm 2 | İksir Denemeleri* Nihayet sınıf dolduğunda Delmira ve Anna çoktan gelmişler ve yerlerine geçmişlerdi.Ravenclaw'ların sırası Gryffindor'lulara çapraz olduğu için onları kolaylıkla görebiliyordu.Slytherin'liler ise tam Gryyfindor'luların karşısındaydı ve Eva bu durumdan hoşnut olmasada gözleri her zaman Chris'in olduğu üçüncü sıraya kayıyordu.
Kendini toparladı ve Profesör Harvey'in anlattıklarına konsantre olmaya çalıştı.Çabası çok uzun sürmeden etkisini gösterirken kafasında Profesör Harvey'e dair analizler oluşturuyordu.Profesör Harvey,mimiklerini ve hareketlerini öyle bir güzel yönlendiriyordu ki onun aşinası olmak elinde olan bir durum değildi.
Profesör konuşmasını bitirirken o da defterine iksir hakkında kısa kısa notlar aldı.*Cansız Kalp İksiri;İçen kişinin 1-2 saatlik kalbini durdurur. Malzemeleri;Yarasa tırnağı, anka kuşu tüyü, ejderha dişi ve sihirli kaktüs bitkisi.*Notlarını tekrar bir gözden geçirdi ve sıranın üzerine açık bir şekilde koydu.Malzemelerini sırayla sırasının üstüne dizerken büyük bir titizlikle orta boy kazanını malzemeleri karıştıracağı tüpün üstüne koyarak içine bir yarım litre kadar suyu boşalttı.Sırasıyla malzemelere hiçbirşey yapmadan içine atarken beyninde yanlış birşeyler yaptığına dair şimşekler çakıyordu.Büyük kaşığıyla kazanın içindekileri karıştırırken kaşığın ısındığını farkederek elini hızla çekti ve kıkırdamaktan kendini alamadı.Kaşığın ucu sanki onu ateşte yarım saat bekletmişler gibi erimişti ve bu acaip ironik bir durumdu.Yeni bir kaşık çıkarırken tüpün ateşini söndürdü ve içindeki henüz ısınmayan karışımı-ki gerçekten kötü kokuyordu-yanında getirdiği poşetlerden birine boşalttı.Kazanı iyice peçeteyle silerken biraz daha malzeme aldı ve bu sefer nerede yanlış yaptığını anlamak istercesine malzemelerin yapısını inceledi.Malzemeleri parçalaması veya bölmesi gerektiğini sanmıyordu,belkide suyu fazla koymuştu ya da karışımı fazla ısıtmış olabilirdi. Hızla bütün malzemeleri kazanın içine atarak bu sefer daha az su koydu ve kazanın içinde büyük kaşıkla malzemeleri iyice ezdi.Kısık ateşte karışımı karıştırmaya çalışırken göz ucuyla kızlara baktı.Onlarında hala uğraş içerisinde olduklarını gördüğünde hafifçe sırıttı ve kendini önüne dönmeye zorladı.Gözleri sınıfı tararken istemsiz olarak,ona bakan bir çift yeşil gözle buluştu.Onu ne zamandan beri izliyordu acaba o gözler?Chris'in de onun gibi sırıttığını görünce iç çekerek başını öne eğdi ve içinden "Lanet olsun," diye geçirdi.
Gözleri iksirine takılırken,karışımın diğerinden daha da iğrenç koktuğunu farketti ve elini burnuna götürerek "Iyyy!" diye mırıldandı.Hızla onu da poşete boşaltırken artık bu iksirin sınırlarını zorladığını fark etti.
*Bölüm 3 | İksir Yapması* Malzemeleri önüne çekerek hepsini daha bir ayrıntıyla inceledi ve her malzeme için defterine kısa kısa notlar aldı. *Yarasa Tırnağı;parçalamadan at,karıştırırken ez. Anka Kuşu Tüyü;sadece ez. Ejderha Dişi;ezmeyi deneme bütün olarak at ve suda erimesini bekle. Kaktüs Bitkisi;iğnelerini ilk önce at,sonra bitkiyi ez.* Notlarını harfi harfine yerine getirdi;yarasa tırnağı ve anka kuşu tüyünü birlikte ezerek karıştırdı.Sonra kaktüs bitkisinin iğnelerini içine attı ve bitkinin suyu çıkana kadar onu ezdi.Ejderha dişini eritmek için tüpü açtı ve biraz su katarak onun da yumuşamasını bekledi.Sonunda notlarındaki talimatlarını bitirdiğinde iksiri kokladı.Gayet normal ve berrak bir kokusu vardı.Elindeki kaşığında erimediğini görünce sevinçle gülümsedi.Sonunda Cansız Kalp İksirini yapmayı başarmıştı. Profesör'ü yanına çağırırken gülümseyerek "Sanırım başardım Profesör Harvey,yani normal kokuyor.Galiba oldu."dedi.Profesör Harvey'de iksiri koklarken gülümsüyordu.Başıyla onu onaylarken Eva hızla iksiri,iksir şişesine boşalttı ve hiç biri ziyan olmasın diye sıkıca ağzını kapattı.İksiri poşete koyup çantasının ön gözüne yerleştirirken Profesör Harvey'den izin alarak dersliğin kapısına doğru ilerledi.Çıkmadan önce son gördüğü şey Chris'in hala onu izleyen gözleriydi... Ders puanın 25. | |
| | | Anna Maria Benson V. Sınıf Ravenclaw & Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 430 Galleon : 491 Kayıt tarihi : 03/11/10
| Konu: Geri: IV ve V. Sınıflar Ortak Ders Paz 21 Kas. - 23:52:10 | |
| Pencerenin önünde oluşmuş buğuya her zaman ki gibi resim çizmekle meşguldü. Yatakhanede neredeyse birkaç kişi vardı, kuzeni ondan önce ortak salondan çıkmıştı. Her ne kadar dersliğe onunla birlikte gitmeyi amaçlasa da bu ek düşündüğü gibi olmayacaktı. Mavi gözleri az evvel pencereye çizdiği resme takıldı, ah harika… Dışarıda ki kasvetli soğuk hava çizdiği resmin üzerine yine yavaş yavaş buğulaştırmaya başlamıştı. Her ne kadar düzeltmek için didinse de yine de doğa ile baş edemeyeceğinin farkındaydı. Daha deminden beri masanın üzerinde duran tik-tak kutusuna sonunda merak ederek baktı. Aslında zamanın pek önemi yoktu, sonuçta istediği her şey elinin altındaydı. Kurabiyeleriyle mutlu mesut geçine bilirdi Fakat kuzeninin ondan evvel ortak salonu terk etmesi tek bir olaya işaret ediyordu, o da ders… Tahminin de yanılmamıştı, eşyalarını çantasına koyup, ortak salona geri dönmek üzere terk etti. Giderken gözü pencerede çizdiği resimdeydi, giderek belirginliği kayboluyordu. Her ne kadar yaptığı eserin göz göre göre kaybolması canını sıksa da çantasını omzuna takarak merdivenlerden inmeye koyuldu.
Zirvedeyken birden aşağıya inmek bu olsa gerekirdi; kulelerden başlayan yolculuğu zindanlarda son bulmuştu. Burayı sevdiği söylenemezdi, yerin altın da kendisini bir köstebek gibi hissediyordu. Belki de Slytherin’liler bundan huzursuzdu kim bilir? Sonuçta zindanların bulunduğu yerde ortak salonu olsa o da huzursuz nemrut biri olurdu. Dışarıda ki havayı hissetmek, renkli bir dünya ve de kurabiyeler… Zindanlarda bulunmayan birkaç şeyden biriydi. Tamam belki de sonuncusu doğru değildi ama oradakilerin de yanına her zaman kurabiye aldığı kanısında değildi. Sakin bir şekilde dersliğin kapısını aralardı, profesöre uzaktan selam vererek içeriye göz gezdirdiğinde klasik bir sınıf düzeni ile karşı karşıyaydı. Gryffindor ve Hufflepuff sıraları birbirine yakındı kendi grubu ise Slytherin’le yakındı. İç çekerek mavi ceketlilerin olduğu sıraya geçti. Slytherin’lilerin ruhlarının öldüğü düşüncesinde olduğundan bu duruma aslında canı sıkılmıştı. Medusa aşkına kim ruhu ölmüş bir cesetle yan yana oturmak isterdi ki? Sıkıcı bir ders olacağı belliydi, tamam malzemeleri birbirine karıştırarak bin bir çeşit karışım elde etmek güzeldi ama bu ruhsuz bir grupla ders işleyişe döndüğünde pekte eğlenceli olmuyordu. Uzaktan Gryffindor masalarına göz gezdirdi, işte oradaydı. Eva’ya denizci selamı vererek gülümsedi. Hiç değilse selamlaşmak için mesafe vardı. Tüm olumsuzluklara rağmen kimi zamanlar olumlu yönde bakmak lazım derler ya hayata işte bu derse de o yönden bakmak gerekliydi belki de. Mavi gözleri bir an pencereye kaydı, kasvetli soğuğun getirdiği izlenimlerin etkisi burada da sürüyordu. Acaba cama resim çizse profesör bir şey der miydi. Merkezi komitenin olduğu yere baktı, bay Harvey kendi başına takılıyordu. Galiba sınıfın tamamlanmasını bekliyordu. Bir an ressamlık yönü tutsa da ilham perilerinin uçmasıyla bu izlenim kısa sürmüştü.
-•-•-•-
Grubun tamamlanmasıyla izin de sona ermişti. Elini başına dayayarak önünde ki parşömene bir şeyler karalıyordu, belki de uzun zamandır çizmeye çalıştığı resmin yapmanın en iyi yolu buydu. Profesör Harvey konuşmasını yaparken cadının gözleri Eva’daydı. Nereye bakıyordu o öyle? Az ileride ki Slytherin masasına dönerek Eva’nın nereye baktığını kesiştirmeye çalıştı. “Saçmalık” diyerek içinden geçirdi. Bir an sanki can dostunun ruhsuz kafilesinden bir çocuğa baktığını görmüştü ama bu yılancıkla ne işi olurdu ki? En iyisi umursamamaktı; şu an için… Profesörün söylediklerini daha köşesine resimle sanat eseri yapmaya çalıştığı parşömene geçirmeye başladı. *Cansız kalp iksiri: İçen kişiyi bir, iki saatliğine kalbini durdurur. Genç cadı bunu yazarken aklına yan Slytherin’liler geldi. Acaba ruhlarının olmamasının sebebi bu iksiri içmiş olmalılar mıydı? Ama saçmalık, o zaman birkaç saat sonra yine eskisi gibi hayat dolu olurlardı, demek ki sorun ortamdaydı; evet. Parşömenine profesörün söyledikleri malzemeleri yazarken aklında yine bin bir çeşit muziplik geçiyordu. Acaba bu iksiri birinin yemeğine katsa ne olurdu? Bunu bilmenin tek bir yolu vardı; denemek. Dersten sonra belki de ressamlık yerine bunu yapabilirdi. Hem eğlence kaçmıyordu ya? Fakat şimdi yapması gereken işlerdi vardı yada düşünceleri yerine yapıyor olduğu. İksiri hazırlamak… Parşömene bakarak malzemelerini sıranın üzerine çıkarmaya koyuldu. *Yarasa tırnağı, anka kuşu tüyü, ejderha dişi ve sihirli kaktüs bitkisi… “İğrenç” diyerek tiksintiyle masanın üzerinde duran malzemelere baktı. Acaba profesör, daha renkli kulağa daha hoş gelen bir şeyler seçemez miydi? Hem malzeme nasılsa tadı da öyle olmalıydı sonuçta. Şekerle yapılan bir şey nasıl tatlı olup insan da hoş duygular barındırıyorsa, acı veya eşki olan yemeklerde insanda çeşitli duygulara sebep olabiliyordu. Sonuçta bunu içecek kişiyi de düşünmek gerekiyordu.
Kazanının içine bir litreye yakın su koyarak kısık ateşin üzerine koydu. Parşömende yazılı malzemelere bir kez daha bakarak kazanın içine sırasıyla hazırlamaya başladı. Duyun aşırı kaynaması dolayısıyla artık suyun buharlaşmasına yakın olan kazanına yarasa tırnağını ardından da anka kuşu tüyünü atıp karıştırmaya başladı. Her ne kadar ucubik malzemelerle iksir yapmaktan hoşnut olmasa da dersin sonunu getirmek için bir an önce bu iksiri bitirmesi gerektiğini biliyordu. Eline geçirdiği eldivenini bir kez daha düzelterek ejderha dişini de kazana ilave edip karıştırmaya devam etti, durumun pek iç açıcı yönde ilerlemediği izlenimi içine doğuyordu. Yanında ki binadaşının kazanına bakınca ikisi arasında da bir köprü misali fark olduğunu gördü. Yedi fark oyunu oynasalardı bu iki kazan işe yarayabilirdi. Pek umutlu olmayan kazanının içinde ki tuhaf maddeyi yanına aldığı poşete döktü. Tiksinç gözlerle poşetin içinde ki tuhaf maddeyi göz ucuyla baktı. Hiç umut yoktu.
-•-•-•-
Kazanını temizleyerek önünde ki malzemelere bir kez daha baktı, mide bulandırıcı görünüyorlardı. İçen kişiye cidden acımaya başlamıştı, sahi bunu birinin üzerinde deneyecekler miydi? Umursamadı… Aklı ders çıkışı yapacağı plandaydı, iksiri yemek saati çok sevgili tıstıslardan birinin yemeğine katmak ne büyük bir eğlenceye kapı açardı. Ama yapması gereken ilk iş lanet iksiri tamamlamaktı. ‘O piti, piti… Hangisinden başlamalı…’ soruları beynin de yer edinmişti. Göz ucuyla dersliktekilerin kazanlarına göz gezdirirken gözüne kırmızı ceketlilerden can dostu çarpmıştı. Anka kuşu tüyünü eziyordu… Belki de kendi eksiği buydu; toz halinde daha iyi karışıyordu. Önündeki anka kuşu tüyünü ezip kaynayan kazanın içine attı. Siyah kazanın içinde ki tiksinç gözlerle baktığı baş ucubik malzemeyle karıştırmaya başladı. Diğer yandan ise seri bir şekilde kaktüs bitkisinin iğnelerini çıkarmaya başlamıştı. Kaynayan kazanı ara sıra kurabiye için çikolatalı sos hazırlamaya ihmal etmediği gibi karıştırıyordu. Çıkardığı iğneleri kazana ilave edip daha demin ezdiği kaktüsü de katarak bir kez daha hızlı bir şekilde karıştırıp kazanın altını biraz kıstı. Fazla kaynamasının iyi bir netice olmadığını düşünüyordu. Notlarına tekrar bakarak son madde olan ejderha dişini de ilave edip tekrar kazanın içinde ki karışımı karıştırdı. İksirin renginin az evvel binadaşının kazanında ki maddeyle aynı olduğunu görünce biraz rahatlamıştı. Önün de duran şişeye hazırladığı iksiri dikkatlice koyup ağzını kapatıp bir şişe iksiri çantasına koydu. Diğer öğrencilerle ilgilenen profesörün kendi hazırladığı iksire de onay vermesiyle yüzünde hafif çarpık bir gülümseme belirlenmişti. Mavi gözleri daha demin çantasına koyduğu iksire kaydı. Bu gün çok eğlenceli olacaktı, şimdi tek yapması gereken yemek saatinde Slytherin’li çocuğun yemeğine iksiri katmaktı. Profesör Harvey’den izin alarak eşyalarını toplayıp sınıftan ayrılmak üzere hazırlandı. Ama aklında bir soru işareti hâlâ vardı. Eva Slytherin’li çocuğa bakmış mıydı? Bunu öğrenmenin tek yolu sormaktı. Hızlı adımlarla Eva’ya yetişmek üzere sınıftan ayrıldı.
Puanın 30. Kusursuz. | |
| | | Paolo Zachary Vendetta V. Sınıf Ravenclaw
Mesaj Sayısı : 12 Galleon : 64 Kayıt tarihi : 06/11/10
| Konu: Geri: IV ve V. Sınıflar Ortak Ders Perş. 25 Kas. - 23:27:26 | |
| Başlangıç
Sabahın daha ilk ışıkları gözüne vuruyordu Paolo'nun. Güneş, henüz yakıcı sıcaklığını göstermemiş, sadece havanın soğukluğunu giderecek kadar bir ısı veriyordu bize. Ancak güneşin gönderdiği sıcaklık, havanın soğuk olmasını değiştirmiyordu. Hava karlıydı. Karlı günler, Hogwarts'ın en güzel göründüğü zamandır. Paolo, yorganı üzerinden atmasıyla soğukluğu hissetmesi bir oldu. Üstünde ki penye pijama onun üşümesini engellemiyordu. Henüz kimsenin kalkmamış olduğunu, yerlerinde mışıl mışıl yattığını gördü. Çapaklı gözleriyle etrafı alık alık süzerken, arkadaşının hafif gaz kaçırmasıyla yüzünde bir tebessüm oluştu. Yataktan kalktı ve doğruca tuvalete yöneldi. Klozeti kaldırdı, yavaşça henüz uykunun sersemliğiyle işemeye başladı. Klozetin kenarlarına biraz kaydırırken sonunda bitmişti. Sifonu çekti ve lavaboya yöneldi. Aynaya bakarak, elinde hissettiği soğuk suyu elinde bir kaç kez gezdirdi. Hemen kenarında bulunduğu beyaz sabunu eline aldı ve iyice köpürttü. Dalgınlıkla artık köpük bitmiş, kendi kendine bir şeyler yapma çabasındaydı. Tekrar elini suyun altında iyice gezdirdi. Ardından yüzüne bir kaç kez su çarptı. Havluyu alarak yüzünü yıkadı. Küvetin başına geldi ve suyu açtı. Suyu ılık dereceye getirdi. Küvetin tıpasını takarak suyun dolmasını izlerken soyunmaya başladı. Üzerinden çıkarttığı pijama ve iç çamaşırını hemen arkasında duran sepete attı. Sepetten pis pis kokular gelmeye başlamıştı. Arkadaşlarının terli bütün kıyafetleri ki kendisinin de dahil bu sepetin içindeydi. Sepeti açmasıyla kapaması bir olmuştu. Hemen küvetin yanında duran boy aynasına bir baktı. Çıplak bedenini küvet dolasıya kadar izledi. Küvet sonunda doldu. Paolo hemen musluğu kapattı. Eliyle suyu önce bir süzdü. Sıcaklığından iyice emin olunca ayaklarıyla yavaşça tüm bedenini suya sokmaya başladı. Artık rahattı. Suyun içine hemen küvetin başında duran şampuandan bolca dökerek köpürmesini sağladı. Su iyice köpürünce suyun içerisine daldı ve bir kaç saniye sonra çıktı. Şampuanı kafasına dökerek kafasını da köpürttü. Böyle yarım saat geçirmişti küvetin içinde. Tıpayı çekti ve duşu açtı. Soğuk suyu üstünden geçirirken üstünde ki köpükleri temizlemeye başladı. Küvetin sularına karışan üstünde ki köpükler bir kaç dakika sonra bitmişti. Paolo küvetin suyunun sıcaklığını artık duşun soğukluğundan hissedemiyordu. Hemen yanında bulunan havluyu aldı ve önce saçını sildi. Kolları ve vücudunu da beraberinde sildi. Havluyu beline asarak odaya döndü. Oda arkadaşlarının birisi kalkmıştı. Tam bir pislik olduğunu düşünüyordu Paolo. Çünkü daha banyo yapmadan, onu geçtik elini yüzünü bile yıkamadan aşağı indiğini düşündü. Üstündeki havluyu çıkarttı. Çıplak bedeniyle eğildi ve çekmeceyi açtı. İçinden bir iç çamaşırı, kıyafet ve sandalyenin üzerinde duran cüppesini aldı. Kıyafetlerini giydi ve cübbesini de üzerine geçirdi. Çantasının içine iki adet tüy kalem, bir kaç parşömen ve bir kutu mürekkep koyup aşağı indi. Saat 11:30 idi. Büyük salona yemek yemek için indi. Yürüyen merdivenler Paolo'yu biraz oyalasa da sonunda büyük salonun şaşalı kapısın gördü. Kapıyı açtı ve öğrencilerin uğultuları hemen kulaklarına geldi.Ravenclaw masasını bulup hemen arkadaşlarının yanında bir yer seçti. Arkadaşlarına hiç selam vermeden önünde bulunan tabağa masayı boydan boya kaplayan yemeklerden tabağına aldı. Yemek yemesi yaklaşık yarım saat sürmüştü. Arkadaşlarının kahkahaları, aptal öğrencilerin aptal konuşmaları, havada uçuşan bazı güzel sözler, aptal espriler derken bir yemekte bitmişti. Masadan kalktı ve çantasını aldı. Doğruca iksir dersliğine doğru yönelmeye başladı.
~õ~o~õ~
İksir dersliğine sonunda gelebilmişti. Sınıfa girdi ve tekrar Ravenclaw masasını arayıp yerini aldı. Genelde arkalardan yer seçse de bu sefer önlere geçmişti. Çünkü arka sıralar dolmuştu. Profesör henüz gelmemişti. Paolo bu sırada çantasını açtı ve içinden tüy kalem, bir adet parşömen ve mürekkep kutusunu masaya koydu. Profesörü beklerken sınıfı incelemeye başlamıştı. Gryffindor ve Hufflepuff masaları birbirine yakındı. Birbirine kardeş sınıflar değiller belki ancak Ravenclaw sınıfı da Slytherin sınıfıyla kardeş değildi. Ancak nasıl bir sıralamaysa böyle uygun görülmüş diye düşündü. Dışarısı karlı olsa bile sınıfta sıcak bir ortam vardı. Sınıf karanlıktı ve ahşaptı. Görünüşü bile sıcak, kapalı ve içimizi ısıtıyordu. Öğretmen masası hemen ortada duruyordu. Bütün sınıfı görebilecek açıda ayarlanmıştı. Saate baktı ve tam 12 idi. Saate bakar bakmaz profesör derse girdi. Profesör günaydın ve bir kaç konuşma faslından sonra sonunda iksir öğretme bölümüne gelmişti. Profesörün dediğine göre " Cansız kalp iksiri " öğrenilecekti bugün. Paolo heyecanlandı. Bir bakımdan gerekli bir iksirdi. Ancak kullanılabilecek alanı azdı. Profesör iksirin yapılışını anlattıktan sonra sonunda deneme aşamasına gelmişti. Malzemeleri önüne serdi ve denemeye başladı.
~õ~İlk Deneme~õ~
Malzemeler önüne serilmişti. Sonunda deneme fırsatı gelmişti. İksir dersi eğlenceliydi tabii ama başaramamakta vardı sonunda. Bu düşünceleri bir kenara bırakıp iksiri denemeye başladı. Önce bir anka kuşu teleği kattı. Bu teleği çörek otuyla ezerek bir karışım haline geldi. Ardından balı alarak bunu daha katı bir akışkan haline getirdi. Bu sıvıyı bir kenara ayırdı. Ardından yarasa tırnağını aldı ve bunu tüm olarak bir peçetenin içine aldı. İşin en iğrenç kısmı gelmişti şimdi de. Ejderha gözü. Ejderha gözünü elinde eldivenle tutuyordu. Ejderha gözü gerçekten de büyüktü. Kanlıydı. Hala gözünü bağlayan damarlar arkasındaydı. Sonunda malzemeler tamamlanmıştı. Önce yaptığı sıvı akışkan karışımı kazana attı. Ardından yarasa tırnağını attı. Bunları iyice karıştırdı. Elinde tuttuğu kaşıkla hala pütürleşmeler hissediyordu ancak aldırmadan ejderha gözünü attı. Bir kaç dakika karıştırdıktan sonra sıvıyı aldı ve bir şişeye koydu. Kokladığında iğrenç bir koku vardı. Akışkanlığına baktı ancak hiçte beklenilen sonuç gibi değildi. Ancak ne olur ne olmaz diye bunu bir şişeye alıp çantasına koydu. İlk deneme başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak denemeye devam. Bu ders bu iksir bitmeden bitmeyecekti. Şimdi tekrar malzemelerini aldı ve ikinci denemeye geçti.
~õ~İlk Deneme~õ~
Malzemeleri tekrar önüne serdi. Ancak kağıda tekrar baktığında altta bir dipnot gördü. " Bütün malzemeleri koyduğunuzda katılaşma hissetmemelisiniz. Aynı macun gibi olmalıdır. " yazıyordu. İşte hatası burdan belliydi. Aynı ilk yaptığı gibi bütün malzemeleri tekrar yaptı. Şimdi sıra kazana koymaya geldi. Tekrar kazana koydu ve karıştırmaya başladı. Uzunca bir süre karıştırdıktan sonra artık bir şey hissetmiyordu. Sanki gerçekten bir macun hissi vardı. Eline hiçbir şey gelmiyordu. Tekrar kaşığını daldırdı ve yanında getirdiği şişeye koydu. Kokladı ve kokusu iyiydi. Tam tadına bakacakken birden bu iksirin ne işe yaradığını hatırladı ve işi hiç bozuntuya vermeden ağzından çekti ve şişeyi çantasına koydu. Sonunda ilk iksir dersi başarıyla sonuçlandı. Bu iksiri sinir bozucu birine bir-iki saatliğine de olsa uygulayabilecekti. Yaptığı karışıklıkları temizledi ve profesöre bakarak sınıftan ayrıldı. Puanın 28. | |
| | | | IV ve V. Sınıflar Ortak Ders | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |